DEHB HAKKINDA BİLİNEN YANLIŞLAR

Çoğu çocuk ve yetişkin bazen dikkat dağınıklığı ya da bir işi bitirme konusunda sorunlar yaşayabilir. Durumun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak tanılanması için DEHB semptomlarının çocuğun ya da bireyin yaşamındaki birden fazla alanı (sınıfta, oyun alanında, evde, topluluk içerisinde ya da sosyal ortamlarda) olumsuz etkilemesi gerekmektedir.

Eğer bir çocuk yalnızca oyun oynarken aktif görünüyor ve dikkat dağınıklığı yaşamıyorsa bunun nedeni DEHB olmayabilir. DEHB semptomları sadece sınıf ve okul ortamında oluyor başka yerlerde ise gözlemlenmiyorsa da sorun yine DEHB olmayabilir. Semptomların gözlemlendiği bir çocukta, çocuğun eğitim hayatı, arkadaşlık ilişkileri, öz kontrol sistemi olumsuz anlamda etkilenmiyorsa, DEHB tanısı konulmaz.

Bir çocuğun davranışları dikkat eksikliği semptomları gibi görünse bile, sorunun kaynağı her zaman dikkat eksikliği olmayabilir. Başka içsel ya da dışsal uyaranlar dikkat eksikliği gibi görünen davranışlara ya da durumlara neden olabilir. Örneğin, bir çocuk ölüm, boşanma, iş kaybı ya da ani değişiklikler gibi durumlar yaşıyorsa çocukta dikkat eksikliği olmamasına rağmen çocuk dikkat eksikliği semptomları sergileyebilir.

DEHB VE ÖĞRENME GÜÇLÜ

Her öğrenme güçlüğü yaşayan çocuk DEHB tanısı almaz ya da her DEHB tanısı almış çocuk öğrenme güçlüğü yaşamaz ancak yapılan araştırmalarda öğrenme güçlüğü ile DEHB arasında %10’dan %92’ye varan oranlarda bir örtüşme görüldüğünü ortaya konmuştur. DEHB’li çocuklarda disleksi görülme oranı %15–50 iken diskalkuli görülme sıklığı %24–60 oranlarında değişmektedir.

DEHB TEDAVİSİ NEDİR?

Çocuk uzman kişi tarafından detaylı olarak değerlendirilmelidir. Değerlendirmenin ardından psikiyatrist tarafından ilaç verilmiş ise verilen ilaçlar psikiyatrist gözetimi altında kullanılmalıdır. Alınan bu uyarıcı ilaçlar çocuğun dikkatini toplamasına yardımcı olacaktır. Bunun yanında çocuğa bireysel eğitim desteği sağlanmalıdır. Yapılan bu eğitim desteği sayesinde çocuk ders çalışma alışkanlığı kazanacak ve uzun vadede sorumluluk duygusu gelişecektir.

DEHB İLE GÖRÜLEBİLEN RAHATSIZLIKLAR NELERDİR?

* Dil ve Öğrenme Bozuklukları
*Depresyon
*Kaygı Bozuklukları
*Asperger Bozukluğu
*Davranım Bozukluğu
*Tik Bozukluğu
*Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu
gibi rahatsızlıklar DEHB ile birlikte görülebilir.

Bu nedenle ebevenylere çocuklarına tanı konulduktan sonra tedaviye başlamaları ve psikolojik destek almaları önerilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU ÇOCUĞUN SOSYAL GELİŞİMİNE NASIL ETKİ EDER?

Dikkat sürelerinin kısa olması ve dürtüselliğin fazla olması sebebiyle uzun süre hareketsiz kalamadıkları için sosyal kuralları öğrenmede güçlük yaşarlar. Bu nedenlerde arkadaş bulmada ve arkadaşlık ilişkilerini sürdürmede zorluk çekerler. Başkalarına karşı saldırgan davranışlar (itme, çekme gibi) gösterebilirler. İçsellik gelişmemiştir bu nedenle davranışlarının sonuçlarını düşünemeyebilirler.

DEHB VE DUYGU KONTROLÜ

Duygularımızı kontrol etmek ve yönlendirmek günlük hayatımızda önemli bir zihinsel işlevdir. Davranışlarımız gibi duygularımızı da bir ön denetimden geçirerek sergileriz. Duygu kontrolünde problemler dikkat eksikliği tanı kriterleri arasında yer almamasına karşın günlük hayatta en sık karşılaşılan problemler arasında yer alır. Yapılan araştırmalarda DEHB’li çocukların duygu kontrolünde daha çok 2 tip sorun yaşadıkları görülmüştür.

*Düşük tepki eşiği (küçük sorunlara hemen duygusal tepki verme eğilimindedirler)

*Küçük bir sorun ya da durum karşısında tanılı olmayan çocuklara kıyasla daha büyük tepkilerde bulunma

DİKKAT EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ

-Detaylara dikkat etmez, sık sık hata yapar.
-Dikkatini verme, sürdürme ve korumada sorun yaşar,
-Karşısındaki kişiyi dinlemiyormuş gibi görünür,
-Verilen yönergeleri takip etmekte güçlük çeker,
-Organizasyon ve oryantasyon sorunları yaşar,
-Uzun süreli dikkat gerektiren işlerden kaçınır ya da bu gibi sorumluluklar almaktan hoşlanmaz,
-Kişisel eşyalarını kaybedebilir,
-Dikkatleri kısa sürelidir, kolayca dağılabilir,
-Günlük işlerini uygulamakta sorun yaşar,
gibi belirtiler dikkat eksikliği belirtileri olarak sıralanabilir.

Dikkat eksikliği tanısının konulabilmesi için yukarıda verilen semptomlardan çocuklar için; 6 ya da daha fazlasının, 17 yaş sonrası için ise en az 5 tanesinin kişide bulunması gerekir. Semptomların süreklilik göstermemesi ara sıra ortaya çıkması tanı konulması için yeterli değildir. Semptomlar birçok ortamda ve çok sayıda gözlemlenmelidir.

DEHB’İN AKADEMİK ALANA ETKİLERİ

• Çocuk zekası oranında beklenenin altında bir başarı gösterebilir
• Bir sınavdan yüksek puan alabilirken bir diğerinden düşük not alabilir.
• Son derece hakim olduğu ve iyi bildiği bir konu hakkında karşısına çıkan bir soruyu doğru okumadıkları için yanlış cevaplayabilir.
• Soruyu doğru okusalar bile yanıtlarken işlem atlamaları yapabilir.
• Uzun metinleri ya da uzun metinlerin olduğu soruları okumakta güçlük çekebilir, bu soruları yanıtlamayabilir ya da yanlış yanıtlar.
• Zaman yönetimi konusunda başarısız oldukları için sınavda tüm soruları okuyup cevaplayacak zamanları kalmayabilir.

DEHB TEDAVİSİNDE GEREKTİĞİ DURUMLARDA İLAÇ KULLANIMININ ENGELLENMESİ NE GİBİ SONUÇLARA YOL AÇAR?

Ülkemizde, DEHB tedavisinde ilaç kullanımı konusunda maalesef yanlış bilgilenmeler ve tutumlar bulunmaktadır. DEHB tanısı almış çocukların gerektiği halde ilaç kullanmalarının engellemesi bu yanlış tutumların olumsuz bir sonucudur. Ebeveynlerin yan etkilerden korkarak ilaç tedavisini reddetmesi, tedavi sürecini zorlaştırmakta ve çocuğun eğitim, sosyal hayatının olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.

DEHB’Lİ ÇOCUKLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ

DEHB’li çocuklar, dikkat toplama yeteneğindeki sınırlılık, dağınıklık, anlatılanları dinlemede güçlükler, düzensizlik, unutkanlık, motor huzursuzluk, yetersiz dürtü kontrolü, aşırı konuşma, sırasını bekleyememe, kurallara uymada güçlük gibi bazı olumsuz davranışsal tepkiler gösterirler. Bu çocuklar bir ya da birden fazla uyarana aynı anda dikkat etme konusunda sorun yaşarlar, elleri ayakları sürekli hareket halindedir, oturmaları beklenen durumlarda sürekli ayaktadırlar ve koşabilirler, bir sorumluluğu yerine getirmekte sorun yaşarlar, konuşma sırasında karşı tarafın sözünü keserler, kendilerine bir soru sorulduğunda yöneltilen sorunun tamamlanmasını beklemeden yanıtını vermekte aceleci davranırlar.

DEHB NE DEĞİLDİR?

Çoğu çocuk ve yetişkin bazen dikkat dağınıklığı ya da bir işi bitirme konusunda sorunlar yaşayabilir. Durumun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak tanılanması için DEHB semptomlarının çocuğun ya da bireyin yaşamındaki birden fazla alanı (sınıfta, oyun alanında, evde, topluluk içerisinde ya da sosyal ortamlarda) olumsuz etkilemesi gerekmektedir.

Eğer bir çocuk yalnızca oyun oynarken aktif görünüyor ve dikkat dağınıklığı yaşamıyorsa bunun nedeni DEHB olmayabilir. DEHB semptomları sadece sınıf ve okul ortamında oluyor başka yerlerde ise gözlemlenmiyorsa da sorun yine DEHB olmayabilir. Semptomların gözlemlendiği bir çocukta, çocuğun eğitim hayatı, arkadaşlık ilişkileri, öz kontrol sistemi olumsuz anlamda etkilenmiyorsa, DEHB tanısı konulmaz.

DEHB’İN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu görülme sıklığı araştırmaların yapıldığı yere, araştırma grubundaki çocuk-gençlerin yaş ortalamasına ve kullanılan yönteme göre değişiklik göstermekle birlikte genel olarak toplumda %3 ile %10 arasında değişen rakamlar bulunmuştur. Yapılan araştırmalar DEHB’in erkek çocuklarda 2 ile 10 kat daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur.

DEHB TEDAVİ EDİLMEZ İSE NE GİBİ SONUÇLARI OLUR?

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu çocukluk döneminde kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB’i olan bir çocuğun davranışlarının altında yatan sebepler; dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüselliktir. Çocuk tepkilerini bilinçli olarak gerçekleştirmez. Akademik ve sosyal olarak başarısız bir profil seyreder. DEHB’i olan çocuğun yaşadığı güçlüklükleri en aza indirmek ve sosyal uyumunu sağlamak için DEHB’in şiddetine göre tedavide ilaç kullanımı önerilir. İlaç tedavisinin yanı sıra çocuğun sosyal ve psikolojik olarak da desteklenmesi gerekir. Yapılan araştırmalarda tedaviye başlanmadığı takdirde gelecek dönemler için olumsuz sonuçlar doğurduğu ortaya konmuştur. DEHB’in tedavi edilmediği takdirde ergenlik ve yetişkinlik döneminde;

*Madde Kullanımı
*Anksiyete Bozuklukları
*Sosyal İzolasyon
*Depreson
gibi problemlere neden olduğu tespit edilmiştir.

DEHB BELİRTİLERİ

DEHB belirtileri 3 kategoride sınıflanabilir. Bunlar;

Dikkat eksikliği:
• Ayrıntılara pek dikkat etmez, bir davranışta bulunurken dikkatsizlikten kaynaklanan hatalar yapar;
• Oyunlara dikkatini vermekte güçlük çeker;
• Ona yönelik bir şey söylendiğinde dinlemiyormuş gibi görünür;
• Kendisine verilen yönergelere uymaz, sorumluluklarını yerine getirmez, başladığı işi yarıda bırakır. (tepkisel davrandığı ya da anlayamadığı için değil);
• Eşyalarını kaybeder;
• Farklı uyarıcılar hemen dikkatini dağıtır.;

Hiperaktivite
• Oturduğu yerde durmakta güçlük çeker, sürekli kıpırdar;
• Oyunda sakin kalmakta zorlanır. Davranışları, tepkileri abartılıdır;
• Konuşmayı sever.
• Bir şeylerle uğraşırken konuşmadan duramaz.
• Verilen bir sorumluluğu ya da başladığı bir işi tamamlayamaz.

Dürtüsellik ( fevri davranış)
• Sorulara daha tam olarak sorulmadan cevap verirler, oldukça sabırsızdırlar;
• Sıra bekleme kavramı yoktur;
• Başkalarının sözünü tamamlamasını beklemez ve keser;
• 7 yaşından önce belirtileri gözlemlenebilir.

DEHB VE İLAÇ KULLANIMI

DEHB tedavi sürecinde kullanılan ilaçların sağladığı etkiler şu şekilde sıralanabilir;

* Dikkat süresini artırır.
*Çocukta gözlemlenen aşırı hareketlilik ve yerinde duramama problemlerini en aza indirir.
*Öğrenme faaliyetini olumlu yönde etkiler.
* Dürtü denetimini sağlar ve kontrol mekanizmasını güçlendirir.
* Öğrenme faaliyetini desteklediği için akademik başarıyı da olumlu yönde etkiler.
*Sosyal ilişkilerin oluşmasına düzenlenmesine katkı sağlar.

Ülkemizde, DEHB tedavisinde ilaç kullanımı konusunda maalesef yanlış bilgilenmeler ve tutumlar bulunmaktadır. DEHB tanısı almış çocukların gerektiği halde ilaç kullanmalarının engellemesi bu yanlış tutumların olumsuz bir sonucudur. Ebeveynlerin yan etkilerden korkarak ilaç tedavisini reddetmesi, tedavi sürecini zorlaştırmakta ve çocuğun eğitim, sosyal hayatının olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.

DEHB VE TEŞHİS

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı psikiyatristin yaptığı birtakım inceleme ve değerlendirmelerden sonra konulur. Teşhis aşamasına izlenen adımlar şu şekildedir;
* Aile ile görüşme
* Çocuk ile görüşme
* Öğretmen/öğretmenlerin gözlemlerine danışma
* Birtakım performans testlerinin uygulanması ve değerlendirilmesi

Yukarıda sıralanan adımlar uygulandıktan sonra, psikiyatr olası diğer durumları değerlendirmek, fizyolojik bir sorun olup olmadığına emin olmak amacıyla görme, duyma, kan tahlili, tiroid taraması, beyin MR’ı gibi tetkilerin yapılmasını talep edebilir.

Tüm bu değerlendirmelerin sonucunda DEHB tanısı konulduktan sonra diğer olası sorunlarda incelenmelidir çünkü DEHB’e karşıt olma-karşı gelme bozuklukluğu, davranım bozukluğu, öğrenme güçlüğü, depresyon ya da anksiyete gibi eşlik eden durumlar olabilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU HER ZAMAN BİRLİKTE Mİ GÖRÜLÜR?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sıkla bir arada görüldüğü gibi bazı durumlarda bireyde yalnızca dikkat eksikliği ya da hiperaktivite sorunu gözlemlenebilir.

DEHB’in 3 farklı şekilde bireyde kendini gösterdiğini söyleyebiliriz. Bunlar;

*Dikkat eksikliği
*Hiperaktivite bozukluğu
*İkisinin birlikte bulunması olarak sıralanır.

Aynı zamanda DEHB’li bir birey hayatının farklı dönemlerinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu aynı anda yaşayabileceği gibi ayrı olarak yaşayabilir ya da bu iki bozukluk arasında geçişler gözlemlenebilir.

DEHB VE SOSYAL BECERİLER

DEHB’li bireyler arkadaşlık kurabilmede sorun yaşarlar. Bu sorunun en önemli nedeni gerekli sosyal becerilere sahip olmamalarıdır. Çünkü arkadaşlık ilişkilerini kurabilme, yürütebilmenin yapı taşlarından biri sosyal becerilerini geliştirmektir. Topluluk içinde nasıl davranmalı, sosyal kurallar nedir, beden dili nasıl okunur, başkalarının söylediklerini dinlemek neden önemlidir bu gibi soruların cevapları gerekli sosyal becerilerin kazanılmasından geçmektedir.
DEHB’li çocuğa bunlar yumuşak bir üslupla anlatılmalı ve sorunların üstesinden nasıl gelebileceğine dair birlikte alternatifler üretilmelidir.
Karşılaşabileceği olumsuz durumlar için drama çalışmaları ya da evcilik gibi oyunlar kurgulanabilir. Böylece aile çocuğun dünyasına girmiş olur ve verilmek istenen mesaj daha etkili bir şekilde çocuğa ulaşır. Burada en önemli nokta çocuğun içerisinde bulunduğu gelişim dönemi özelliklerini göz ardı etmemektir. Aynı zamanda çocuğa oyun oynaması, sosyal ortamlara girmesi, deneyerek öğrenmesi için fırsatlar yaratılmalıdır. Olumlu davranışları teşvik etmek ve gösterildiğinde de pekiştirmek, davranışın devamlılığı açısından önemlidir.

DEHB VE ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

DEHB tanısı almış çocukların sosyal becerileri akranlarına kıyasla daha geç ve oldukça yavaş gelişir. Çoğu çocuk, içerisinde bulunduğu gelişim döneminin, gerekli sosyal beceri davranışlarını kazanmamıştır. Bazı işlevsel sorunlar yaşadıkları için jest ve mimikleri, sözel ya da fiziksel ipuçlarını, verilen sosyal mesajları diğer çocuklar gibi algılayamaz ve anlamlandıramazlar. DEHB tanısına dürtüselliğin de eşlik ettiği durumlarda çocuklar olumsuz davranışlarda bulunabilir ve arkadaş ortamında yıkıcı davranışlar sergileyebilirler. Tüm bu durumlar ise oyun sırasında arkadaşları tarafından istenmeme ve dışlanma sorunlarını beraberinde getirir.

DEHB VE TEDAVİ

DEHB tedavisi genellikle ilaçlar ile gerçekleştirilir. Bu ilaçlar uyarıcı ve uyarıcı olmayan ilaçlar şeklinde sınıflandırılır. Uyarıcı olmayan ilaçların yan etkileri daha azdır ancak uyarıcı ilaçlar tedavi de daha etkindir. İlaçlar hiperaktivite ve dürtüselliği azaltıp odaklanma, çalışma ve öğrenme becerilerini arttırırken aynı zamanda fiziksel koordinasyonlarda da gelişim sağlar. İlaç tedavisinde göz önünde bulundurulması gereken en önemli nokta bireysel farklılıkların göz ardı edilmemesi gerektiğidir. Birçok ilaçta olduğu gibi, herkesin aynı ilaç tedavisine vereceği tepkiler farklı olabilir. Bireysel farklılıklar nedeniyle en doğru ilacı ve en doğru dozu bulmak için uzman kontrolünde değişiklikler yapılabilir. İlaçla tedavinin yanı sıra DEHB tanısına başka bozukluklar da eşlik ediyorsa psikolojik destek alınması da uzmanlar tarafından önerilmektedir.

DEHB’Lİ ÖĞRENCİLERE ÖDEV VERİLİRKEN ÖĞRETMENLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Öğretmenlerin dikkat etmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir;

* Çok ödevden sıkıldıkları için az ödev verilmesi, 

* Ödevlerinin niceliğinden ziyade niteliğine dikkat edilmesi,

*Ağır ödevler yetersizlik duygusuna neden olabileceği için
ödevlerin küçük parçalara ayrılması

*Ödevleri yapabileceği yeterli  sürenin verilmesi

DEHB’li çocuklar için önemlidir.

Bu şekilde çocuklarda başarısızlık korkusu azaltılabilir. DEHB’li çocuğu diğer öğrencilerle kıyaslamak ise DEHB belirtilerini arttırabilir. Bu nedenle kıyaslama yapılmamalıdır. Ayrıca DEHBli çocukları standart ölçümlerle değerlendirmek doğru olmayabilir bu durumda öğrenmeyi ölçmek için alternatif değerlendirmeler ( proje, performans ödevi gibi) kullanılabilir.

DEHB TANISI ALMIŞ ÖĞRENCİLER İÇİN ÖĞRETMEN NELER YAPABİLİR?

*Öğrenci sakin bir yere ve iyi örnek olacak bir arkadaşının yanına oturtulmalı.

*Çocuğa verilen çalışmayı tamamlayabilmesi için ek süre verilmeli

*Çocuğun dikkat süresi ile uyumlu olacak şekilde görevleri ya da çalışma süresi kısaltılmalı

*Kısa süreli hedefler belirlenmeli

*Her seferinde bir tek görev verilmeli

*Ödevlerinin miktarını azaltılmalı.

* Yönergeler açık ve kesin olmalı

* Etkinliği sürdürmesi için uyarı-sinyal verilmeli.

DEHB VE AKADEMİK BAŞARI

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocuğun okula başlaması ile belirginleşir ve gözlemlenmesi daha kolay olur. Erken tanı okul öncesi dönemde konulabilir. Her şeyden çok çabuk sıkılma, oyuncaklar ile oynama süresinin çok kısa olması, oyuncaklara bilinçli olarak zarar vermek, gruba dahil olamama, grup oyunlarında yer alamama gibi belirtiler okul öncesi DEHB belirtileri olarak karşımıza çıkar. Çocuğun okula başlaması ile dersi dinlememe, ödevleri unutma, ödevleri yapmama, sorulara odaklanamama gibi DEHB belirtileri akademik başarıyı olumsuz etkilemekte ve başarısızlığa neden olmaktadır.

DİKKAT EKSİKLİĞİ TANISI İLE DÜRTÜSELLİK BİR ARADA MI GÖRÜLÜR?

Dikkat eksikliği tanısı almış çocukların %60 ile %65’inde bu tanıya ek olarak dürtüsellik ve hiperaktivite bozukluğu görülmektedir.

Dürtüsellik semptomları; genellikle saldırgan, aşırı ve taşkın davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Dikkat eksikliği beraberinde dürtüsellik tanısı almış çocuklarda saldırgan, taşkın davranışlar ve beraberinde dürtülerin kontrolünde sıkıntı yaşandığı için takıntılar gelişebilir. Dürtüsellik yaşa, cinsiyete göre farklı düzeylerde ve farklı etkilere sebep olabilir. Bu durum dürtüselliğin kız çocuklarının üzerinde genellikle takıntılı, kaygılı, gergin bir etkisi olması; erkek çocuklarının ise yerinde duramama, zıplama, başkalarına zarar verme gibi etkilerinin olması şeklinde örneklendirilebilir. Taşkın ve saldırganca hareketlerin gözlemlenmediği unutkan, dalgın, dikkatini toplayamayan çocuklar için dürtüsellik tanısı konmaz. Bu tür çocuklar DEHB’de dikkat dağınıklığının ağır bastığı bir alt grubu oluşturur. Bu çocuklar için konulan tanı yalnızca dikkat eksikliği ya da dikkat dağınıklığıdır. Burada dikkat edilmesi gereken temel nokta dürtüsellik ve dikkat eksikliğinin semptomlarını önce ayrı ayrı sonra birlikte ele alıp, incelemektir.

DEHB VE TEDAVİ SÜRECİ

DEHB tanısı almış çocukların yaşadığı güçlükler çocukların sosyal kuralları kolaylıkla öğrenmelerini ve anlamalarını zorlaştırmaktadır. Sağlıklı çocukların çaba gerektirmeden kazandıkları sosyal becerileri bu çocuklar profesyonel yardım alarak öğrenmektedirler. DEHB tanılı çocuklar yaşadıkları sorunlara uygun tedavi ve eğitim almazlar ise değin tanısına eşlik eden bazı hastalıklar ortaya çıkabilir. DEHB olan çocuklarda başka sorunların eşlik etmemesi için erken müdahalede bulunmak önemlidir. Bunun için bu çocuklara tıbbi müdahaleye ek olarak iyileşmeyi destekleyici sağlıklı bir psiko- sosyal çevrede, iyi eğitimle ve modellerle sorunlarla nasıl baş edileceği öğretilmelidir.

Akademik başarının dışında psiko-eğitsel destek ile DEHB’li çocuklarda şu amaçları gerçekleştirmek hedeflenir:

• Davranışlarının sonuçlarını öngörebilme,
• Riskli davranışların (okulda başarısızlığa ve suç işlemeye neden olabilen olumsuz, kontrolsüz davranış örüntüleri) sonuçlarını bilme, ona göre olumlu davranış geliştirebilme,
• Öfkesini tanıma,
• Öfkesini ifade etmesinin farklı yollarını bulma,
• Öfkesi ile baş edebilmesini sağlama
• Kontrollü ve uygun davranma

DEHB İLE İLGİLİ BAZI YANLIŞ YARGILAR

•DEHB bir rahatsızlık değildir. (yanlış)
•DEHB beyin kimyasındaki bozukluk nedeni ile yönetici işlev becerilerinde sorunlar yaşamasına sebep olan nöro-biyolojik bir rahatsızlıktır. (doğru)

•DEHB sadece çocuklarda görülür. (yanlış)
•DEHB ergenlik ve yetişkinlik döneminde de görülür. Ancak DEHB tanısı almış yetişkinler azınlığı oluşturmaktadır. Bunun nedeni kişinin bu semptomlarla yaşamayı öğrenmiş olmasıdır. (doğru)

•DEHB hiçbir durum ile bağlantılı değildir. ( yanlış)
•DEHB’e eşlik eden ya da DEHB’in eşlik ettiği bazı sorunlar olabilir. Bunlar; öğrenme güçlüğü, davranım problemleri, anksiyete bozuklukları şeklinde örneklendirilebilir.

DEHB’Lİ ÖĞRENCİLERİN SINIF İÇERİSİNDEKİ BELİRGİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

DEHB’li öğrenciler sınıf içerisinde, dikkat toplama yeteneğindeki sınırlılık, dağınıklık, anlatılanları dinlemede güçlükler, düzensizlik, unutkanlık, motor huzursuzluk, yetersiz dürtü kontrolü, aşırı konuşma, sırasını bekleyememe, kurallara uymada güçlük gibi bazı olumsuz davranışsal tepkiler gösterirler. Bu öğrenciler bir ya da birden fazla uyarana aynı anda dikkat etme konusunda sorun yaşarlar, bu öğrencilerin elleri ayakları sürekli hareket halindedir, oturmaları beklenen durumlarda sürekli ayaktadırlar ve sınıfta koşabilirler, bir sorumluluğu yerine getirmekte sorun yaşarlar, konuşma sırasında karşı tarafın sözünü keserler, kendilerine bir soru sorulduğunda yöneltilen sorunun tamamlanmasını beklemeden yanıtını vermekte aceleci davranırlar.

DEHB TANISINI KİM KOYAR? TANI AŞAMASI NASIL GERÇEKLEŞİR?

DEHB tanısı alanda uzmanlaşmış psikiyatristler tarafından konulur. Tanı tek bir kaynaktan elde edilen bulgu ya da bilgilere göre değil; birçok kaynaktan elde edilen bilgiler bir araya getirilerek bu bilgilerin incelenmesiyle konulur. Öncelikle bireyin kontrolsüz davranışlarının, hareketlilik, dikkatsizlik ve dürtüsellik sorunlarının ne zaman, nasıl başladığı, içerisinde bulunduğu dönemdeki sorunların neler olduğu tespit edilir. Çocuğun ve gencin ev, okul ve arkadaş ortamlarındaki davranışlarıyla ilgili bilgi toplanır. Çocuğun öğretmenleriyle iletişime geçilerek okul içerisindeki davranışları hakkında da bilgi alınır. Psikiyatrist görüşme sırasında çocuğun veya gencin davranışlarını gözlemler. Ayrıca anne-baba, öğretmen ve çocuk tarafından doldurulan bazı gözlem formları tanı koymada yardımcı olan verilerdir.

DEHB NE DEĞİLDİR?

Çoğu çocuk ve yetişkin bazen dikkat dağınıklığı ya da bir işi bitirme konusunda sorunlar yaşayabilir. Durumun dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak değerlendirilebilmesi için ise DEHB semptomlarının çocuğun ya da bireyin yaşamındaki en az 2 alanda (sınıfta, oyun alanında, evde, topluluk içerisinde ya da sosyal ortamlarda) engel yaratması gerekmektedir.

Eğer bir çocuk yalnızca oyun oynarken aktif görünüyor ve dikkat dağınıklığı yaşamıyorsa bunun nedeni DEHB olmayabilir. DEHB semptomları sadece sınıf ve okul ortamında oluyor başka yerlerde ise gözlemlenmiyorsa da sorun yine DEHB olmayabilir. Semptomların görüldüğü bir çocuğun eğitim ya da arkadaşlık ilişkileri olumsuz anlamda etkilenmiyorsa, DEHB tanısı konulmaz.

Bir çocuğun davranışları DEHB semptomları gibi görünse bile, sorunun kaynağı her zaman bu olmayabilir. Başka içsel ya da dışsal uyaranlar DEHB gibi görünen davranışlara ya da durumlara neden olabilir. Örneğin, bir çocuk ölüm, boşanma, iş kaybı ya da ani değişiklikler gibi durumlar yaşıyorsa çocukta DEHB olmamasına rağmen çocuk DEHB semptomları sergileyebilir.

EBEVEYNLER DEHB TANISI ALMIŞ ÇOCUKLARININ ÖĞRENMELERİNİ DESTEKLEMEK İÇİN NELER YAPABİLİR?

DEHB tanısı almış öğrencinin sınavlarda başarılı olması için öncelikle öğrenmelerinin desteklenmesi gerekir. Bu duruma destek olmak için ebeveynler çocuklarının ders çalışma ortamında şunlara dikkat etmelidir:

• Sessiz, bir çalışma ortamı ( açık televizyon ya da bilgisayar olmayacak şekilde ) sağlanmalıdır.
• Bir işi gerçekleştirmeleri ya da tamamlamaları için uygun sıralamalar ve dönütler verilmelidir.
• Zamanını planlı geçirmeleri için çalışma programları hazırlamalarına yardımcı olunmalı ya da okul psikolojik danışmanına uygun bir çalışma programı için danışılmalıdır.
• Ödevlerin ve sınav tarihlerinin unutulmaması için bunların yer aldığı bir pano oluşturulabilir.
• Okul araç-gereçleri ve çantası akşamdan ebeveynle birlikte hazırlanmalıdır.
• Ebeveynlerin okul ve yardım aldıkları uzman ile düzenli iletişim halinde olmalı ve çocuklarının durumu takip etmelidir.

DEHB YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE GÖRÜLÜR MÜ?

Çocuklukta görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yetişkinlik dönemine de sarkabilir ya da çocukluk döneminde tanılanmamış bireyler yetişkinlikte tanı alabilir. Tıpkı çocuklarda ve gençlerde olduğu gibi, yetişkinler için de dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu uyum problemlerine neden olabilir. Dikkat eksikliği bireylerin bir işi sürdürmelerini ya da tamamlamalarını zor bir hale getirebilir ve bireylerin ilişkilerinde problem yaşamalarına sebep olabilir. Bu bozukluk, yetişkinlerin kendilerini yetersiz ve başarısız hissetmelerine de neden olabilir.

Bazı yetişkinler için dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sorununa sahip olduğunu öğrenmek, yaşadığı zorlukların kaynağını buldukları için teselli olabiliyorken bazı bireyler için ise huzursuzluk yaşamalarına sebep olabilir. Bireyler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sorununa sahip olduklarını düşünüyorsa alanda uzman kişilere başvurmalıdır.

DEHB VE DÜRTÜSELLİK

DEHB ile birlikte görülebilen sorunlardan biri de dürtüselliktir. Dürtüsellik davranışları planlamada, istekleri ve ihtiyaçları ertelemede ve kendini durdurabilme becerilerinde sorun yaşanmasıyla kendini gösteren bir durumdur. Belirtileri şu şekilde sıralanabilir;

* Çocuk sorulan soru tamamlanmadan önce yanıt vermeye çalışır.

* Sırasını beklemekte zorlanır.

* Başkalarının sözlerini keser.

* Davranışlarını ve eğer dürtüsellik fazla ise mimiklerini kontrol etmekte güçlük yaşarlar.

DEHB NASIL TESPİT EDİLİR?

Hiperaktivite semptomlarını çocukluk çağında göstermeye başlayan, gelişimsel olarak devam eden ve kişinin yetişkinlik yaşamını da etkileyen bir bozukluktur. Erkeklerde görülme sıklığı kızlara oranla daha fazladır. Genetik ve biyolojik temellere dayanan, psiko-sosyal etkenlerle şiddeti artan bir bozukluktur. Günümüzde hiperaktiviteyi tespit etmek için klinikte tek bir ölçüt yoktur. WISC-4 günümüzde kullanılan en yaygın test olmakla birlikte bunun yanında klinik gözlemde önemlidir. WISC-4 bilişsel yetilerin genelini ölçmektedir. Yapılan bu test esnasında çocuğun hiperaktivitesine dikkat eksikliğinin eşlik edip etmediği ne bakılmalıdır. Dikkat eksikliğinin de eşlik ettiği hiperakrivitede çocukların görsel-uzlamsal alanda zorlandıkları tespit edilmiştir. DEHB ( dikkat eksikliği ve hiprektivite bozukluğu) olan çocukları derinlik algısında da bozukluk olduğu tespit edilmiştir.

Çocuğa hiperaktivite tanısı verilirken kullanılan testlerin yanında öğretmenden detaylı bir gözlem formu almakta oldukça önemlidir. Aynı şekilde aile ile detaylı bir görüşme yapılmalı yapılan bu görüşme, testler ve öğretmen gözlem formu birlikte değerlendirilmelidir.

DEHB VE DİSLEKSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ NEDİR?

Yapılan araştırmalarda Disleksi ile Dikkat Eksikliği VE Hiperaktivite Bozukluğu arasında %10’dan %92’ye varan oranlarda bir örtüşme görüldüğü ortaya konmuştur. DEHB’li çocuklarda Disleksi görülme sıklığı %15–50 iken Diskalkuli görülme sıklığı %24–60 oranlarında değişmektedir.

DEHB AİLE İLİŞKİLERİNİ NASIL ETKİLER?

DEHB’li çocuklar aile ilişkilerinde sorunlar yaşayabilirler. Ebeveynler veya çocuğa bakmakla sorumlu olan kişiler bu süreçte çocuğa karşı sabırlı ve anlayışlı olmalıdır. Ebeveynler bu süreçte yaşadıkları sorunlardan kendilerini sorumlu tutabilirler. Çocuğa karşı nasıl bir tutum sergileneceği aile içinde tartışmalara neden olabilir. Özellikle okul hayatı da başladığında ebeveynler kendi içinde çatışan ya da okula karşı çocuğunu savunmaya çalışan bir konuma gelebilir.

DEHB İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN BOZUKLUKLAR NELERDİR?

* Dil ve Öğrenme Bozuklukları
*Depresyon
*Kaygı Bozuklukları
*Asperger Bozukluğu
*Davranım Bozukluğu
*Tik Bozukluğu
*Karşıt Olma Karşıt Gelme Bozukluğu
gibi rahatsızlıklar DEHB ile birlikte görülebilir.

Bu nedenle ebevenyelere çocuklarına tanı konulduktan sonra tedaviye başlamaları ve psikolojik destek almaları önerilir.

DEHB’NİN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?

DEHB görülme oranının araştırmaların yapıldığı yer, araştırma grubundaki çocuk-gençlerin yaş ortalaması ve kullanılan yönteme göre değişiklik göstermesiyle birlikte genel olarak toplumda %3 ile %10 arasında olduğu saptanmıştır. Ayrıca yapılan araştırmalar DEHB’nin erkek çocuklarda 2 ile 10 kat daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur.

DEHB VE ANKSİYETE BOZUKLUĞU

İki tanıyı ayırt etmek için öncelikle klinik değerlendirme gerekir. Kaygılı bir çocuk yalnızca kaygı duyduğu durumlarda dikkatini toplayamazken, dikkat dağınıklığı olan çocuk ise kaygı verici durumdan uzakken de dikkatini toplayamaz. Ancak şuna da dikkat çekmek gerekir ki iki problemde birbirini şiddetlendirdiği için DEHB ve anksiyete aynı anda görülebilir.

DEHB’NİN EĞİTİM HAYATINA ETKİLERİ

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sorunu yaşayan öğrenciler, dikkatlerini gereken durumlarda toplayıp kesintiye uğratmadan bir davranış sergilemekte ya da bir işi tamamlamakta sorun yaşarlar. Bu sorun çocukların arkadaş, aile ve eğitim ortamlarına da yansır.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sorununa sahip öğrencilerin eğitim hayatlarında karşılaştıkları sorunlar şu şekilde sıralanabilir;

• Çocuk zekası oranında beklenenin altında bir başarı gösterebilir
• Bir sınavdan yüksek puan alabilirken bir diğerinden düşük not alabilir.
• Son derece hakim olduğu ve iyi bildiği bir konu hakkında karşısına çıkan bir soruyu doğru okumadıkları için yanlış cevaplayabilir.
• Soruyu doğru okusalar bile yanıtlarken işlem atlamaları yapabilir.
• Uzun metinleri ya da uzun metinlerin olduğu soruları okumakta güçlük çekebilir, bu soruları yanıtlamayabilir ya da yanlış yanıtlar.
• Zaman yönetimi konusunda başarısız oldukları için sınavda tüm soruları okuyup cevaplayacak zamanları kalmayabilir.

DEHB VE DUYGU KONTROLÜ

Duygularımızı kontrol etmek ve yönlendirmek günlük hayatımızda önemli bir zihinsel işlevdir. Davranışlarımız gibi duygularımızı da bir ön denetimden geçirerek sergileriz. Duygu kontrolünde problemler dikkat eksikliği tanı kriterleri arasında yer almamasına karşın günlük hayatta en sık karşılaşılan problemler arasında yer alır. Yapılan araştırmalarda DEHB’li çocukların duygu kontrolünde daha çok 2 tip sorun yaşadıkları görülmüştür.

*Düşük tepki eşiği(küçük sorunlara hemen duygusal tepki verme eğilimindedirler).

*Küçük bir sorun ya da durum karşısında çok tanılı olmayan çocuklara kıyasla daha büyük tepkiler de bulunma.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU ÇOCUĞUN SOSYAL GELİŞİMİNE NASIL ETKİ EDER?

Dikkat sürelerinin kısa olması ve dürtüselliğin fazla olması sebebiyle uzun süre hareketsiz kalamadıkları için sosyal kuralları öğrenmede güçlük yaşarlar. Bu nedenlerle arkadaş bulmada ve arkadaşlık ilişkilerini sürdürmede zorluk çekerler. Başkalarına karşı saldırgan davranışlar (itme, çekme gibi) gösterebilirler. İçsellik gelişmemiştir bu nedenle davranışlarının sonuçlarını düşünemeyebilirler.

DEHB’DE ÇOCUĞUN İSTENDİK (UYGUN) DAVRANIŞI GÖSTERMESİNE EBEVEYNLER NASIL KATKIDA BULUNABİLİR?

*ebeveynlerin her gün çocuğa düzenli olarak belirli bir zaman ayırması gerekir.

*ebeveynler, çocuk istendik davranışı gösterdiği zaman davranışın devamlılığı için pekiştirici sözler söylemelidir.

*çocuktan istekte bulunurken cümlelerin olumlu anlaşılır ve sadece tek bir istek içermesine dikkat edilmelidir.

*çocuğun olumsuz davranışı gelişim düzeyi ve yaşına göre uygun yöntemlerle cezalandırılmalı ancak sonrasında çocuğa normal davranılmaya devam edilmelidir.

DEHB’E KARŞI AİLELERİN YANLIŞ TUTUMLARI

•Zamanla, büyüyünce düzelir.×
DEHB tedavi ile ya da zamanla tamamen ortadan kalkmaz. Uygun tedavi yöntemi, ilaç takviyesi ve destek eğitimi ile DEHB’nin çocuğun eğitim, sosyal ve duygusal hayatındaki etkilerini azaltmak mümkündür. Bu nedenle ailelerin bu şekilde bir tutum sergilemesi çocuklarını yanlış yönlendirmelerine ve onları olumsuz etkilemelerine neden olur.√

•Dikkatini yeterince vermiyor, tüm dikkatini verse yapabilir.×
Dikkat eksikliği kalıtım, doğum öncesi, doğum ve doğum sonrasında meydana gelen bazı problemlerden kaynaklanmaktadır. Çocuğun dikkatini verememesi, dikkat süresinin kısa olması bilinçli olarak yaptığı bir hareket degildir.√

•Çocugumun bir sorunu yok yalnızca sorumsuz.×
DEHB tanısı almış çocukların organizasyon becerileri gelişmediği için verilen görevleri doğru bir şekilde yerine getirmekte; dikkat süreleri kısa oldukları ve dikkatlerini vermekte sorun yaşadıkları için ise verilen görevleri hatırlamakta zorlanırlar. √

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU VE KURAL KOYMA

DEHB’li öğrencilerin okul başarısını ve uyumunu arttırmak için öğretmenler tarafından kurallar yapılandırılmalı, DEHB’li öğrencilerin dikkat süresini uzatabilmek için ders ilginç etkinliklerle desteklenmeli ve olumlu pekiştireçlerin kullanımına dikkat edilmelidir. Düzeni sağlamak için kurallar mümkün olduğunca erken oluşturulmalı, düzen ve temizliği kontrol etmek için ise çok sık aralıklarla kontroller yapılmamalıdır. Aksi takdirde bu durum çocukların içsel motivasyonlarını azaltabilir. Sınıftaki öğrencilerin katkılarıyla oluşturulan kuralları herkesin görebileceği bir biçimde yazıp asmak, DEHB’li öğrencilerin kuralları benimsemelerini ve uygulamalarını sağlayabilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN SORUNLAR NELERDİR?

Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve dürtüsellik genel olarak birlikte anılır. Ancak bir çocukta üçü aynı anda olmayabilir. Bazen biri diğerini ortaya çıkaran faktör olabilir. Örneğin dikkat eksikliği yaşayan bir çocuk, çevredeki uyaranlara dikkatini veremediği ya da dikkatini uyaranlar üzerinde tutamadığı için uyarandan uyarana atlayarak hiperaktivite bozukluğu semptonlarını sergileyebilir. Motor becerilerde sorun yaşayan hiperaktivite tanısı almış bir çocuk hareketlerini kontrol altına alamadığı için, dikkat eksikliği de yaşayabilir. Dürtüsellikte ise hareketlerin çevreye uyum sağlayamaması sonucunda hareketlerde kontrolsüzlük ortaya çıktığı için, çocuk yine dikkatini odaklamakta güçlük çeker. Bu sorunlar bir arada görünebilir. Ama bazı çocuklarda bu sorunlardan biri daha baskınken bazı çocuklarda ise bir başkası daha baskın seyredebilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ ÇOCUKLARIN UYGUN SPOR DALLARINA YÖNLENDİRİLMESİ

Dehb’li çocukların hangi spor dalını seçmeleri gerektiği dikkatle verilmesi gereken bir karardır. Ebeveynler yapılan seçimin çocuğun gelişim dönemi özellikleri, fiziksel özellikleri ve ilgi alanlarına uygun olmasına; spor dalının ise uygulanabilir olmasına önem vermelidir. Spor dalının uygulanabilir olması dikkar edilmesi gereken bir durumdur çünkü
Dehb tanısı almış çocuklar için en önemli nokta yönlendirildiği spor dalını sevip , bu spor dalında devamlılık göstermesidir. Çocuğun yönlendirildiği spor dalıyla ilgilerinin ve yeteneğinin uyuşmaması, spor dalının bulunduğu kompleksin eve çok uzak olması gibi durumlar devamlılığı olumsuz yönde etkileyebileceği için yönlendirme yapılırken bu faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.

Çoğu ebeveyn savunma sporlarının çocuklarını olumsuz yönde etkileyeceği konusunda endişe duyar ancak karete, judo gibi savunma sporlarına yönlendirilen çocukların sonrasında sosyal ilişkilerinde daha az tartışma ve kavga yaşadıkları gözlemlenmiştir. Özetle dehb’li çocukların düzenli olarak spor yapmaları isteklerini erteleyebilme, hareketlerini kontrol altına alabilme, dikkatsizlik gibi dehb semptomlarının hafiflemesi ve gelişimleri için oldukça yararlıdır. Dehb’li çocukların uygun spor dallarına yönlendirilmeleri hem psikolojik hem de fiziksel olarak oldukça faydalı olacaktır.

GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE DEHB’NİN BELİRTİLERİ

Erken Çocukluk
*Aşırı hareketlilik
*Olaylara ve durumlara düşünmeden dalma *Korku hissetmeme

Orta Çocukluk
*Dikkati toplama güçlüğü
*Söz dinlememe
*Yaşıtları ile iletişim ve oyunda güçlük çekme
*Oyun oynarken başına buyruk davranma
*Amaca yönelik davranışta bulunamama
*Disipline yönelik olumsuz tavır sergileme

Son Çocukluk
*Dikkat toplama güçlüğü
*Dürtüsel ve saldırgan davranışta bulunma
*Akranları ile ilişkide güçlük
*Öğrenme güçlükleri
*Düşük benlik algısı

Ergenlik
*Zayıf sosyal ilişkiler
*Antisosyal ve saldırgan davranışlar
*Akranları ile ilişkide güçlük
*Okulda başarısızlık
*Düşük benlik algısı

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE OYUN

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar eğitim ve sosyal hayatlarında sıklıkla başarısızlık yaşarlar. Bu durum çocukların özgüvenlerinde düşüşe neden olur. Bu çocukların özgüvenlerini desteklemek için yardımcı olan yöntemlerden biri oyundur. Ebeveynler her ne kadar DEHB tanısı almış çocuklarının çok fazla oyun oynadıklarından yakınsalar da aslında içerik olarak yapılandırılmış oyunlar hem çocukların davranışlarını kontrol etmesine hem de dikkat sürelerinin uzamasına yardımcı olabilir. Dama, satranç, hafıza kartları, kulaktan kulağa, domino, tombala, isim-şehir gibi oyunlar çocuğunuzla birlikte oynayabileceğiniz örnek oyun türleri olarak gösterilebilir. Ebeveynlerin özellikle dikkat etmesi gereken çocukların her alandaki gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen uzun süre televizyon karşısında kalmak eylemine müdahalede bulunmaktır. Birlikte televizyon izlemek yerine çocuğunuzun gelişimine destek olacak oyunları birlikte oynamak uzmanlar tarafından önerilmektedir.

DİKKAT EKSİKLĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN MOTOR BECERİLERE ETKİSİ

DEHB çocukluk çağı sorunları içerisinde en sık karşılaşılan ve temel özelliği işlevselliği bozan dikkatsizlik ve/ya da hiperaktivite-dürtüsellik örüntüsü olan bir nörogelişimsel bozukluktur. (Faraone ve Biederman 1998). DEHB tanısı konan çocukların %45-70’inin motor beceri sorunları sergiledikleri ve bu sorunların sosyal uyumu, akran ilişkilerini ve akademik becerileri olumsuz etkilediği bilinmektedir (Barkley 1998, Harvey ve Reid 1997, Kadesjo ve Gillberg 1998, Kooistra ve ark. 2005, Rasmussen ve ark. 1983). DEHB’de ince ve kaba motor beceri sorunlarından koordinasyon sorunlarına, denge ve yürüyüş bozukluklarından gövde kontrol sorunlarına çok geniş bir yelpazede bildirilmiş motor beceri sorunları vardır (Goulardins ve ark. 2017). Denge, hareket planlaması/kontrolü, ince motor beceriler ve duyusal bütünlemede eksiklikler gibi sorunlar tanıyı destekler niteliktedir.

DİKKATİ GELİŞTİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

*Yeterli ve kaliteli uyku hem bilişsel hem de fiziksel sağlık için önemlidir. Çocukların uyku düzenleri olmalıdır.

*Karbonhidratlı besinler yüksek oranda şeker içerir. Bu da sürekli olarak dışarı atılmayı bekleyen bir enerjiye ve beraberinde dikkat dağınıklığına sebep olur.

*B vitaminleri içeren yiyecekleri arttırmak önemlidir (fındık, ceviz, fındık, fasulye, bezelye, süt, yağsız et, yeşil yapraklı sebzeler, avokado, karnabahar ve ıspanak ).

*Çocuğa not tutma alışkanlığı kazandırın. Böylece ödev ve sorumluluklarının bilincinde olacak ve yerine getirmeyi unutmayacaktır.

*Hafızayı güçlendirici oyunlar (hafıza kartları, satranç gibi) bulun, keşfedin ve birlikte oynayın. Aile ile yapılan eylemler çocuğunuza onun yanında olduğunuz hissini de geçirecektir ve birlikte bir şeyler yapıyor olmaktan keyif alacağı için bu onu sıkmayacaktır.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE MOTİVASON

Dikkat eksikliği sorunu yaşayan çocuklar ilgilerini çekmeyen konuları dinlemekte güçlük yaşarlar. Uzun süreli odaklanma gerektiren rutin işlerde sıklıkla dalıp gittikleri görülür. İlgi alanları dışında yer alan ders, konu ve kitaplara odaklanamaz, motivasyonlarını sürdürme de sorun yaşarlar. Bu gibi sorunlarla baş edebilmek için çocuğun dikkatini toplaması ve motivasyonunun arttırılması gerekir. Bu iki durumun gerçekleşmesi uzun bir süreci kapsar. Bu süreç içerisinde yapılması gerekenler şunlardır;

-Ebeveynler çocuklarına karşı sabırlı olmalı ve kıyaslama yapmamalıdır.
-Öğrenme ortamı düzenlenmeli; dikkat dağıtıcı uyaranlar varsa ortadan kaldırılmalıdır.
-Ebeveynler çocuklarının güçlü yönlerine odaklanıp, bu yönleri geliştirmelerine destek olmalıdır.
-Ebeveynler çocuklarının başarılarının farkında olmalı ve desteklemelidir. Böylece olumlu davranışların tekrar etme olasılıkları artacaktır. Yani çocuk çabaya ve çalışmaya güdülenecektir.
-Araştırmalar düzenli egzersiz ve spor yapmanın beyindeki kan dolaşımını arttırdığını ve dikkati toplamayı olumlu yönde etkilediğini ortaya koymuştur. Bu nedenle dikkat eksikliği olan çocukların spora yönlendirilmesi önerilir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMEN İLİŞKİSİ NASIL OLMALIDIR?

Sınıf ortamındaki uyaranların varlığı ve bu uyaranların sınıf içerisindeki düzeni dikkat eksikliği yaşayan öğrenciler için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü bu öğrenciler uyaranların
varlığını göz ardı ederek, ders ortamına adapte olabilmede oldukça güçlük yaşamaktadırlar. Bu sebeple öğrencilerin problem davranışı hangi durumlarda gösterdikleri belirlenmeli ve
derse etkili bir şekilde katılımlarının sağlanması için öğretmenlerin bilgilendirilmesi son derece önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalar doğrultusunda DEHB yaşayan öğrencilerin okul ortamında problem davranışları gösterdikleri alanların başında, teneffüsten sonra yeni bir
derse geçiş, okul gezileri, serbest çalışma saatleri ve kendi seçtiği etkinlikleri yapma ile ilgili alanlar olduğu görülmektedir. DEHBʼli öğrencilerin öğretmenleri tarafından izlenmesi, kendine olan güvenlerinin öğretmenleri tarafından güçlendirilmesi, öğrencide meydana gelebilecek her olumlu ilerlemenin dikkate alınarak pekiştirilmesi önemli olacaktır. Bu öğrencilerde sadece sonuç odaklı değil, herhangi bir konuda çaba göstermeye başladığı anda
ödüllendirme başlamalıdır. Sözel övgülerin “Sen bir dahisin.”, “Yakında sınıfının
en iyisi olacaksın.” gibi baskı yaratabilecek ifadelerden kaçınarak, “Dikkatini iyi bir
şekilde topladığını düşünüyorum.” , “Ödevini yapmak için gerçekten çok çaba gösteriyorsun.” gibi destekleyici ifadeler kullanılabilir. DEHBʼli çocuklarda oldukça etkili bir yöntem de simgesel ödül sistemidir. Sistemin düzeni içinde toplanan puanlar karşılığında uygun ödüllerin verilmesiyle oluşur. (Örneğin, daha az ev ödevi vermek). Çocuğun bu şekilde davranış ve ödül arasındaki bağı kurabilmesi ve öğretmenin de bu konuda tutarlı olması gerekmektedir. Ancak bu durumdan çocuğun her daim ödüllendirileceği anlaşılmamalı gerektiğinde öğrenci olumsuz koşulları da yaşayabileceğini bilmelidir. Olumsuz koşullarda da
tepkinin bedeli yöntemi kullanılabilmektedir.
Kaynak: Özmen, S. (2010). Okulda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB). Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU BULUNAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE ÖNERİLER

Çocuğunuzda DEHB Olduğunu Kabulleniniz.
Çocuğunuzun akranlarına oranla bazı zorluklar yaşadığını bilmelisiniz. Bunu kabullenmeli ve çocuğunuzun yaşadığı sorunları sizinle paylaşabilmesine olanak tanımalı, onu koşulsuz şartsız kabullendiğinizi ve yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz.
Çocuğunuza Zaman Ayırın ve Onunla Birlikte Olmaya Çalışınız.
Çocuğunuza her gün düzenli bir şekilde belirli bir süre ayırıp tamamen onunla ilgilenmeye özen göstermeniz her çocuk için aranan bir tablo olmakla birlikte özellikle DEHB’si olan çocuklar için ayrı bir önem taşımaktadır. Çocuğunuzla geçireceğiniz vakit boyunca onun yapmaktan hoşlandığı ve onun seçeceği etkinlikleri yapmayı tercih ediniz.
Çocuğunuzla Konuşurken ve Onu Dinlerken Göz Teması Kurmaya Özen Gösteriniz.
Dikkat eksikliği görülen çocukların özellikle göz temasından kaçındıkları görülebilmektedir. Bu doğrultuda çocukla iletişim esnasında göz teması kurabilmek amacıyla gerekirse çömelebilirsiniz. Çocuğunuzla konuşurken ısrarcı olmadan size dönmesini ve göz teması kurmasını isteyebilirsiniz.
Çocuğunuza Yumuşak Bir Şekilde ve Saygılı Davranınız.
Çocuğunuzla kuracağınız iletişimde bağırarak, yüksek sesle konuşarak ya da alaycı ve iğneleyici şekilde konuşmak çocuğun kendisini değersiz hissetmesine yol açabilmekle birlikte çocukta davranış sorunlarına ya da var olan sorunların artışına yol açabilmektedir.
Sabırlı Olmaya Özen Gösteriniz.
Özellikle DEHB’li çocuklarda görülen dürtüsellik çocuğunuzun kendini kontrol edebilme yetisinin az olduğunun bir göstergesi olmakla birlikte çocuğunuzun sergilediği davranışları kasten yapmadığının da bir işaretidir. Bu durumda çocuğunuza karşı daha hassas ve sabırlı olmalısınız.
Çocuğunuzun Mükemmel Olmasını Beklemeyin ve Ondan Mükemmel Olmasını İstemeyiniz.
Çocuğunuza herkesin zaman zaman hatalar yapabileceğini ve kimsenin kusursuz olmadığını anlatmalısınız. Yaptığı bazı ufak hataları görmezden gelerek büyütmeyiniz.
Kaynak: Sürücü Ö. Dikkat Eksikliği Hiperaktive Bozukluğu. Anne-Baba-Öğretmen El Kitabı.

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ VE DİKKAT EKSİKLİĞİ

Öğrenme güçlüğü tanısı almış çocukların %20-35’inde dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı da bulunmaktadır. Dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğünün birbirine eşlik ettiği durumlarda çocuklar genellikle okuma yazma öğrenmekte zorlanırlar. Çok başarılı oldukları derslerde bile soruları yanlış okudukları için veya acele ettikleri için başarısız olurlar. Bu durumda zamanla çocuklarda okula gitmede isteksizlik, derslere karşı ilgisizlik, okul fobisi olarak ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda çocuğu mutlaka bir özel öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği değerlendirmesinden geçirmek gerekmektedir.
Öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği bir arada görülüyorsa çocuğa ilaç desteğinin yanında mutlaka bir eğitim desteği de aldırmak gerekmektedir. Bu eğitim desteği alanında uzmanlaşmış kişiler tarafından verilmelidir. Bu eğitimi verenler özel eğitim öğretmenleri veya alanında yetişmiş psikologlar olabilir. Öğrenme güçlüğü olan çocuklara verilecek eğitim akıcı okuma ve okuduğunu anlamaya yönelik egzersizleri içeriyor olmalıdır

İLKÖĞRETİM YAZI ÖĞRETİMİNDE TEMEL İLKELER

Öğrencilerin gelişim düzeyleri yazı öğretiminde önemlidir. Öğretim sırasında öğretilen harf ve sözcüklerin öğrencinin yaşantısıyla ilişkili olması ve yazı boyutunun gözü yormayacak büyüklükte olması önemlidir. İmkan varsa yazı yazımında kullanılan etkinliklerin oyunlaştırma yolu kullanılarak öğrenmenin kalıcı hale gelmesi sağlanmalıdır.
Yazma öğretimine dik temel mi eğik mi başlanacağı konusu tartışmalı olsa da yapılan araştırmalarla birlikte ikisi arasında anlamlı bir farklılık bulunmamış hatta her iki türü de birlikte kullananların daha hızlı yazdıkları ortaya çıkmıştır.
Yazı yazmayı öğrenecek gelişim düzeyine 1. sınıfta ulaşan öğrencilere alışkanlıkların doğru kazandırılması önemlidir. Öncelikle kurşun kalem ile başlayıp sonrasında renkli kalemlerle etkinlikler eğlenceli hale getirilebilir.
Yazı öğretimi için kullanılan ince ağaç çöplerle bazı yuvarlak yapıdaki harfleri oluşturmakta sorunlar yaşanabilmektedir. Ancak bu amaç için hazırlanmış oyun hamurları ve kum havuzları yararlıdır. Harflerin yapıları ile öğrencinin yaşamında tanıdığı bildiği varlıklar benzetilebilir. Bunun yanında duygusal etkileri yüksek bazı sanatsal uygulamalar yapılabilir. Hangi varlıkların hangi harflere benzedikleri sorularak harfleri tanımaları pekiştirilebilir. Büyük harfler tanıtıldıktan sonra küçük harflerle ilişkilendirilerek aynı işlevi gördükleri açıklanır.
Yazma sırasında öğrencinin rahat ve dik bir pozisyonda olması uygundur. Kalemler yumuşak olmalıdır, dikkat çekici olması için kuru boyalar kullanılabilir. Yazı öğretimi, okuma ile eş zamanlı yürütülmelidir. Önce büyük harfler sonrasında ise küçük harfler tanıtılmalıdır. Öğrenmenin daha kalıcı ve etkili olması için oyunlaştırma ve dramadan yararlanılmalıdır. Rakamlar ve noktalama işaretlerinin kullanım alanları açıklanmalı sonrasında ise kelime cümle alıştırmaları yapılmalıdır.

OTİZMLİ ÇOCUKLAR VE AİLELERİ

Otizmli çocuğu olan birçok aile çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği ya da bu durumun kendi yaşantılarını nasıl etkileyeceği konusunda endişelenmektedirler. Tüm bu endişelerin temelinde çok sık rastlanılmayan, bilinmeyene karşı duyulan korku duygusu bulunmaktadır. Bu aşamada bilgi aileler için bir güç kaynağıdır.
Ailelerin gelişimsel bozukluğu olan çocuklarının rahatsızlığı hakkında bilgi sahibi olmaları, iletişim kuramayan bir çocuğun gereksinimleri ile ilgilenme, aile ortamında düzeni devam ettirmeye çalışma, alışılmamış ve tuhaf davranışlarla baş etme, kişisel ihtiyaclarını gidermeye çalışma konusunda önemlidir. Ebeveynlerin bilgi sahibi olmalarının yanı sıra bu alanda profesyonel destek almaları da çocuk ve aile için son derece önemlidir.
Kaynak: Top, F. (2009). Otistik Çocuğa Sahip Ailelerin Yaşadıkları ile Ruhsal Durumlarının Değerlendirilmesi: Niteliksel Araştırma. Çocuk Dergisi 9(1):34-42.

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLARIN ANNE BABA TUTUMLARINA YÖNELİK ÖNERİLER

Özgül öğrenme güçlüğü her çocukta farklı şekilde oluşum gösterebilmektedir. Bu doğrultuda çocuğun yeterli ve yetersiz olduğu alanlar belirlenip çocuğa o doğrultuda destek sağlanmalıdır.
Özgül öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuyla birlikte görülebilir ancak DEHB’den farklı bir güçlüktür.
ÖÖG bulunan çocuklar aile ve yakın çevreleri tarafından “tembel”, “sorumsuz” gibi ifadelerle etiketlenmemeli ya da bu güçlüğü, çocukta görülen bir zeka geriliği olarak değerlendirmemeleri gerekmektedir.
Anne babanın özgül öğrenme güçlüğü hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmaları, çocuğun varsa kardeşlerine, öğretmenlerine ve çevrelerine bu güçlük hakkında bilgi verebilmeleri önemlidir.
Ruh sağlığı kliniklerinden, özel öğretmenlerden destek alınabilmeli ve bu sorunla tek başlarına baş etmeye çalışmamalıdırlar.
Ailelerin çocuklarına özgül öğrenme güçlüğü tanısı konulduysa bunu kabul etmeleri ve çocuklarını yapamadıkları şeyler için zorlamamaları gereklidir.
ÖÖG olan çocukların zeka düzeyleri normal düzeyde ya da normalin üzerindedir. Bu sebeple bazı alanlarda çok başarılı olabilirken, okuma yazma becerilerinde akranlarının gerisinde performans gösterebilirler.
ÖÖG olan çocuklar okuma yazma becerilerinde okul ortamında sınıf arkadaşlarının gerisinde olduklarının farkındadırlar. Bu yüzden sıklıkla kaçınma davranışı gösterdikleri, isteksiz oldukları gözlenmektedir. Bu gibi durumlarda anne babanın çocuğunu teşvik etmek amaçlı onunla ders çalışması, ona yardımcı olması gereklidir.
KAYNAK: Sürücü, Ö. (2018). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Anne Baba-Öğretmen ElKitabı.

DİKKAT EKSİKLİĞİ YAŞAMI NASIL ETKİLER?

Dikkat eksikliği bulunan çocuğun dikkatini odaklamakta zorluk yaşadığı ve gerek ders ortamında, gerekse ödevlerinde basit ve dikkatsizce hatalar yaptığı görülmektedir. Çocuğa verilen görev ve sorumluluklarda veya bir oyun sırasında dikkatini sürdürmekte zorlandığı ancak ilgisini çok fazla çeken bir görev ya da sevdiği bir oyunu oynadığında dikkatini uzun süre koruyabildiği izlenmiştir. Dikkat eksikliği olan çocukla iletişim kurulduğunda dinlemiyormuş izlenimi uyandırabilmekte, okul ya da ev ortamında kendisine verilen görev, sorumlulukları sıklıkla yarım bırakabilmektedirler.
Dikkat eksikliği olan çocukların uzun süreli zihinsel çabaya yönelik işleri yapmaktan kaçındıkları, sevmedikleri (ev ödevi, okul etkinlikleri gibi) ya da etkinlik için gereken eşyaları kaybettikleri görülebilmektedir. Aynı zamanda dikkat eksikliği görülen çocukların gündelik yaşantılarında unutkan olduğu ve çevresel uyaranlarla dikkatlerinin kolayca dağıldığı da sıklıkla gözlenmektedir.
Kaynak: Sürücü, Ö. (2018). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Anne Baba-Öğretmen ElKitabı.

ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Geçmişten günümüze üstün yetenekliliğe ilişkin çok çeşitli tanımlamalar yapılmaktadır. Renzulli (1986)’ye göre üstün yeteneklilik, çocuğun varoluşundan kaynaklanan yetenekleri olan (genel yetenek-özel yetenek), motivasyon ve yaratıcılık alanlarında ve bu alanların sentezi sonucunda oluşmaktadır. Üstün yetenekli çocuklar, hatırlama, sınıflandırma, organize etme, belleği kullanma gibi işlemlerde üstün yetenekli olmayan çocuklara oranla daha gelişmiş ve yetenekli oldukları söylenebilmektedir.
Üstün Yetenekli Çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Seyreder?
DEHB’na sahip üstün yetenekli çocukların zeka ve başarıya yönelik testlerde zor sorulara kolaylıkla cevap verebildikleri görülmekteyken; basit soruları yanlış cevaplayabildikleri, ya da gözden kaçırdıkları bulgulanmıştır. DEHB tanısı alan üstün yetenekli çocukların okulda ders ortamında akranlarına oranla derse yönelik aktiviteleri (not alma, taslak çıkarma, yazma yeteneği) eksik olmasına karşılık öğrenme hızları fazladır. DEHB tanısı alan çocukların akranlarından ayrıldığı bir diğer alan ise yaş ve IQ’ya oranla sosyal, duygusal ve bilişsel gelişim düzeylerindeki farklılıklardır. Bu çocukların yaşıtlarına göre daha özel ilgilere sahip olurken, daha karmaşık aktiviteleri tercih ettikleri gözlenmektedir.
Kaynak
Kargı, E. & Akman, B. (2003) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna Sahip Üstün Yetenekli Çocuklar. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 24:212-214.

DİKKAT EKSİKLİĞİ ve HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNA GENEL BİR BAKIŞ

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Görülme Sıklığı Nasıldır?
DEHB’nin dünya geneli çocuklarının %5-12’sini etkilediği belirtilmektedir. Çocuklar arasında görülen en sık psikiyatrik bozukluklardan birisidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun seyri kız çocuklarında sıklıkla dikkatsizlik, depresyon ve kaygı bozuklukları şeklinde kendini göstermekle birlikte, davranış problemlerine nadir olarak rastlanmaktayken; erkek çocuklarında çoğunlukla yıkıcı davranış bozukluklarının eşlik etmesinden dolayı erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla daha fazla psikolojik/psikiyatrik desteğe başvurdukları düşünülmektedir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Altında Yatan Faktörler Nelerdir?
DEHB, DSM IV- TR kapsamında değerlendirildiğinde dikkat eksikliğinin belirgin olduğu, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin belirgin olduğu ve karma tip olarak adlandırılan üç alt tipten oluşmaktadır. Biyopsikososyokültürel bir bozukluk olan DEHB’nin neden kaynaklı oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Fakat genetik, yapısal, nörokimyasal, nörofizyolojik, nörogelişimsel farklılıklar ve psikososyal etmenler olası sebepler arasında gösterilmektedir.
Kaynak:
Doğangün, B. & Yavuz, M. (2011). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 46 25-8.
Korkmaz, B. (2000). Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu ve Tedavisi, Türk Aile Hekimleri Dergisi (4) 1-4;5-10.

DEHB’NİN İŞ YAŞAMINA YANSIMALARI

Önceleri çocukluk çağı hastalığı olarak bilinen DEHB’nin, son yıllarda yapılan araştırmalarla ergenlik ve yetişkinlikte de etkisinin sürebileceği görülmüştür.
DEHB olan bir yetişkinin iş hayatında yaşayabileceği bazı durumlar şöyledir:
-İşe geç kalma ve devamsızlık,
-Sık sık iş değiştirme,
-İş yerinde verimsizlik,
-Kötü zaman yönetimi,
-Bir işe başlayamama ya da bir işi sürdürememe,
-Bir toplantı boyunca oturamama,
-Stresle baş etme problemleri ve öfke atakları,
-Randevuları veya yapmak zorunda olduğu işleri unutma,
-Birden fazla adımı içeren işleri yapmakta zorlanma,
-Erteleme eğiliminde olma,
-İşe bağlılık oluşumunda güçlük,
-Takım çalışması gerektiren işlerde uyum problemleri,
-Dikkat süresinin kısalığı nedeniyle iş kalitesinin düşmesi.
Kaynak: Mercan, N., Çetinkaya Bozkurt, Ö., Oyur, E. ve Giderler, C. (2016). İş yerinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (dehb) yönelik bir araştırma. İş ve İnsan Dergisi, 3(2), 109-118.

OKUL ORTAMINDA DEHB’Lİ ÖĞRENCİLERİN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik kavramlarıyla tanımlanmaktadır (Hacker ve Staphf, 2004). Son yıllarda yapılan çalışmalar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun çocukluk ve ergenlik döneminde sıkça görülen bir problem olduğunu ortaya koymaktadır. Bu problem DEHB’li çocukların okul başarılarını ve sosyal çevreyle olan iletişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuyla baş edebilmede aile, öğrenci ve öğretmenlerin desteğe ihtiyaçları olabilmektedir.
Sınıf ortamında, DEHB’li öğrencilerde dikkatini toplamada yaşanan sorunlar, unutkanlık, düzensizlik, dağınıklık, yetersiz dürtü kontrolü, aşırı konuşma, yerinde duramama, sırasını bekleyememe, anlatılanları dinlemede ve kurallara uymada güçlükler gibi davranış problemleri görülmektedir. DEHB’li öğrenciler, birden fazla uyaranı aynı anda takip etme konusunda zorluk yaşarlar, başladıkları bir işi sonuna kadar tamamlayamazlar, sıklıkla kıpır kıpırdırlar ve yerlerinde durmakta güçlük yaşarlar.
Aktaş, T. (2000). Dikkat Eksikliği Çeken Çocukların Eğitimi ve Öğretmenin Rolü. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19 (2), 9-13. url:http://egitim.cu.edu.tr/efdergi/makaleler.asp

OYUNLARLA DİKKAT EKSİKLİĞİ

Dikkat eksikliğinde hafızayı geliştirmeye yönelik evde oynanabilecek oyunlara örnekler:
1.Memory: Hazır kartlar kullanılabileceği gibi, evde de resimli kartlar hazırlanabilir.Her resimden iki tane olan resimli kartlar. Tüm kartlar resimli yüzleri aşağı gelecek şekilde dizilir. Her oyuncu sıra ile 2 kart açma hakkına sahiptir. Açtığı kartlar birbirinin aynı ise kartları alır, değil ise yerlerini değiştirmeden, olduğu yerde tekrar kapatır. Diğer oyuncu açılan şekillerin yerini aklında tutmaya çalışır eşlerini bulabilmek için. Oyun, bütün kartlar açılıncaya kadar sürer. En çok kart eşleştiren oyunu kazanır.
2.Sırasıyla say: Üzerinde çocuğun isimlerini bildiği nesneler olan kartlar ya da evden çeşitli malzemelerde yan yana dizilir. Çocuğun arkası dönük ya da gözleri kapalıdır. Hazırlık tamamlanınca kart ya da nesneler çocuğa gösterilir, üzeri kapatılır. Nesneleri sırası ile sayması istenir. (Her seferinde nesne sayısı arttırılır )Sonra oyun karşıdaki kişiye geçer. Aynı oyun kelimelerle de oynanabilir. 3-4 kelimeden başlayarak nesne isimleri söylenir (meyveler, sebzeler, ya da hayvan isimleri diye de gruplanabilir) çocuk eksiksiz olarak tekrar etmeye çalışır. ( her seferinde kelime sayısı arttırılır.) Mümkün olduğu kadar çok puan toplamaya çalışır.
3.Yüzük saklama: 4 kase ve bir yüzükle oynanır. Kaseler hızla karıştırılır ve yüzüğün hangisinde olduğu bulması istenir.
4.Hangisi fazla?: Sebze ve meyve kartları dizilir. (Sayısı çocuğun yaşına seviyesine göre belirlenir.) Çocuk dikkatlice bakar, arkasını döner. Kartların arasına bir kart eklenir. Çocuk fazla kartı bulmaya çalışır.
5.Hangisi eksik?: Geometrik şekiller sırasıyla dizilir. Çocuk 1dk süreyle bakar, arkasını döner. Aradan bir tane şekil çıkartılıp saklanır. Hangi şeklin eksik olduğu bulması istenir.
6.Son harften kelime bulma: Oyunculardan biri bir kelime söyleyerek oyunu başlatır. Ondan sonra gelen oyuncu, söylenen kelimenin son harfini kullanarak yeni bir kelime söyler. Bu şekilde oyun devam eder. Daha önce söylenen bir kelime ya da özel isimler kabul edilmez.
7.Kelime merdiveni: Bir konu başlığı seçilir. Ör: Orman. 1. Kişi konu ile ilgili bir kelime söyler ( ağaç ) 2. Kişi önce aynı kelimeyi sonra kendi ekleyeceği kelimeyi söyler ( ağaç- yeşil) Sırası gelen, her defasında söylenmiş olan sözcükleri söyleyip yani sözcüğü ekler. Oyun böyle devam eder.
8.Resmi hatırlama: Çocuğa bir dakika süresince bir resim gösterilir ve bir dakika sonra resim kapatılır. Daha sonra resimle ilgili sorular sorulur. Örneğin; Çocuklar ne yapıyorlardı? Erkek çocuğun üzerinde ne vardı? Kız çocuğun gözleri ne renkti? … Vb.

HANGİ DURUMLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTEDEN ŞÜPHELENİLMELİ

Kesin bir tanı almak için ayrıntılı bir inceleme gerektiği unutulmadan, aşağıdaki durumlardan 8 tanesi veya daha fazlası çocuğunuza uyuyorsa, DEHB’den şüphelenebilirsiniz;
-Çoğunlukla yerinde duramaz ya da durduğu yerde hareket eder,
-Oturur halde kalmakta zorlanır,
-Dikkati çok kolay dağılır,
-Sırasını beklemekte zorlanır,
-Verilen yönergeleri takip edemez ya da zorlanır,
-Bir etkinliği bitirmeden diğerine geçer,
-Sessiz bir şekilde oyun sürmekte güçlük yaşar,
-Aşırı konuşur,
-Sıklıkla diğerlerinin sözünü keser ya da işlerine karışır,
-Çoğunlukla diğerlerini dinlemez gibi görünür,
-Sorulara pat diye cevap verir,
-Bir görevi tamamlamak için gereken şeyleri sık sık kaybeder,
-Sonuçlarını düşünmeden bedensel açıdan riskli eylemlere girişir.
Kaynak: Wallis, C. (2006).Aşırı hızda yaşanan bir hayat. Sapiens Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Dergisi, 2(4),30-40.

DEHB VE KARDEŞ İLİŞKİLERİ

DEHB tanılı çocuklar ile kardeşleri arasında, genellikle DEHB’li çocuğun aşırı, beklenmeyen, zarar verici davranışları ve kardeşlerin birbirlerini anlamamalarından doğan gergin bir ilişki vardır. Ebeveynlerin DEHB’li kardeşe gösterdikleri yoğun ilgi ve onun davranışlarına toleransları diğer kardeşi olumsuz etkileyebilir. Bu kardeşler, genellikle DEHB’li kardeşleri tarafından haksızlığa uğradıklarını ve ebeveynlerinin bu durumu göz ardı ettiklerini hissettiklerini bildirmişlerdir. Öte yandan DEHB’li çocukların kardeşlerinin, sınıflarında akranlarıyla yaşadıkları çatışmaları yönetme becerilerinin yüksek olduğu bildirilmiştir. Aile içinde DEHB’li kardeşlerle yaşanan tecrübeler, diğer kardeşin sosyal ilişkilerini ve çatışmalarla baş edebilme becerilerini arttırabilmektedir.
Kaynak : İmren, S.G., Arman, A.R. ve Ulusan, S. (2013). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ebeveynleri ve kardeşlerinde psikopatoloji.Düşünen Adam The Journal of Psychiatry and Neurological Sciences, 26:89-95.

YETİŞKİNLERDE DEHB VE MAJÖR DEPRESYON

DEHB ve Major depresyon(MD) sıklıkla komorbidite gösteren iki ayrı bozukluktur. MD tanı kriterlerini karşılayan olgularda DEHB belirtilerinin de %22,1 oranında görüldüğü saptanmıştır.
Bu birlikteliğe hem genetik hem de çevresel faktörlerin neden olduğu düşünülmektedir. Bunun dışında, DEHB’nin neden olduğu akademik başarısızlıklar, sosyal zorluklar ve kendini yetersiz görme durumlarının depresif belirtiler gelişmesi üzerinde ya da var olan depresif belirtilerin şiddetinin artmasında etkili olabildiği görülmüştür.
Kaynak: Süzer Gamlı, İ. ve Tamam, L. (2016). Erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda eş tanı durumları. Türkiye Psikiyatri Derneği Sürekli Eğitim/Sürekli Mesleki Gelişim Dergisi, 6(4), 296-309.

DEHB VE SOSYAL ANKSİYETE

Sosyal anksiyete bozukluğu, kişinin başkalarınca yargılanacağı, insanların gözü önünde komik duruma düşeceği şekilde davranacağına dair bir ya da daha fazla toplumsal durumdan belirgin ve sürekli şekilde korkması ve kaygılanmasıdır. Yapılan DEHB çalışmaları, bu hastalık ile sosyal anksiyete bozukluğunun yüksek eş tanı oranları olduğunu ortaya koymuştur. DEHB’ye anksiyete bozukluğunun eşlik ettiği durumlarda dürtüselliğin arttığı, işlevselliğin daha olumsuz etkilendiği görülmekte; tedavi sürecinde uyum problemleri ve dirençle karşılaşılabilmektedir.Bu grubun ilaç tedavisine ek olarak psikoteröpatik desteğe duyduğu ihtiyaç fazladır.
Kaynak: Koyuncu, A. Ve Binbay, Z. (2014). Sosyal anksiyete bozukluğu ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu birlikteliği. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6(1), 10-21.

DİKKATİN HEMEN DAĞILMASI (DİSTRAKTİBİLİTE)

Dikkati toplamaktan başka dikkati sürdürmekte önemli bir konudur. Bir konu üzerinde uzun süre dikkat sürdürememe ya da dışarıdan gelen en ufak uyaran, en ufak sesle hemen dikkatin dağılması durumuna tıpta distraktibilite denir. Dikkatin sık sık, kolay dağılması da diyebiliriz. Öğretmenler bazen DEHB olan çocukların dikkat dağınıklıklarını şöyle ifade eder:
Sınıfın dikkatini topladım ve diyelim ki o sırada dışarıdan bir ses geldi, bir şey oldu. Her olayın içerisinde Ali var. Ali ufacık bir uyaran olduğunda hemen o durumun içinde. Hemen dikkati dağılmaya hazır.
DEHB si olan çocukların dikkati en ufak uyaranla dağılabildiği için ülke genelinde yapılan seçme ve yerleştirme sınavlarında dikkatleri dağılmayacak sınıflarda, gözetmen eşliğinde sınava girebilmeleri için düzenlemeler yapılmıştır. Birçok ülkede ve ülkemizde geçerli olan bu yasadan yararlanıp yararlanmamak genellikle ebeveynin ve çocuğun kendi tercihine bırakılmalıdır.

DEHB’NİN EBEVEYN ÜZERİNDE GÖRÜLEBİLECEK OLUMSUZ ETKİLERİ

DEHB’li çocukların aşırı hareketli hallerine, ana-babalarının sözlerine karşı gelmelerine ve inatçı tavırlarına karşılık olarak ebeveynler çocuklarına karşı daha katı ve daha kontrol edici tavırlar sergileyebilmektedir. Aileler daha az ödüllendirici, daha fazla emir verici tutumlar sergileyebilmekte; daha baskıcı olabilmektedir. Bunların haricinde çocuğa bakım verme sorumluluğunun arttığı, ebeveynlik doyumunun azaldığı fakat ebeveynlik stresinin arttığı, öz yeterlilik duygusunun azaldığı bildirilmektedir.

Kaynak: Nuri, C. (2018). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda aile içi sorunlar ve özel eğitim desteği. Current Debates in Education, 5, 129-143.

HİPERAKTİVİTESİ OLAN ÇOCUKLARI SPORA YÖNLENDİRMEK

Ailelerin çocuklarını nasıl bir spora yönlendireceklerini belirlerken önceliklerinin çocuğun ilgi alanları olmasının yanında öz disiplin, takım oyunu, zihin kontrolünü sağlayan ve benlik algısını güçlendiren özellikleri olan oyunlar seçmeleri de önemlidir. Örneğin; Karete, Aikido gibi savunma sporlar saldırının en son çare davranış olacağını vurgulayan ritüelde sporlar olduğu için DEHB’si olan çocukların saldırgan davranışlarında azalma görülür.
Bir araştırmada dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar iki gruba ayrılarak bir grubun 12 haftalık bir dövüş sanatları programına katılmaları sağlanmış ve sonuçta iki grup karşılaştırılmıştır. Bu çalışmaya göre dövüş sanatları programına katılan çocuklarda: ev ödevlerini zamanında yapma, akademik performansta yükselme, sınıfta kurallara daha çok uyum gösterme, sınıfta uygunsuz biçimde sırasını terk etme davranışında azalma şeklinde olumlu davranış değişiklikleri olduğu gözlemlenmiştir. Dövüş sanatları; meditasyon etkisinin olması, nefes alma kontrolü üzerinde çalışılması, gruba uyum sağlama zorunluluğu ve belirli ahlaki prensiplerin olması gibi özelliklerle diğer spor dallarından ayrılır. Örneğin aiko sanatının felsefesinde ‘’kendisiyle ve evrenle uyumlu olmak’’, ’’barış ve sevgi’’ye vurgu yapılıyor. Bu prensiplerin davranım sorunu da olan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda ne kadar önemli olduğu şüphesiz. Bu spor dallarında belirli hareketlerin tekrar tekrar yapılmak zorunda olması, DEHB’li çocukların ihtiyacı olan rutine uyum sağlama konusunda da onları eğitiyor.
Morant,Matthew K.’’The effect of mixed Martiel Arts on behavior of male Children With Attention Deficit Hyperactivity Disorder.’’.Hofstra University,2004

SINIF ORTAMINDA DEHB

DEHB sıklıkla çocuk okula başladığında fark edilen bir bozukluktur. Çocuğun okula başlamasıyla birlikte bir takım kuralları takip etmesi gerekliliğinin, kendini kontrol ve disipline etme ihtiyacının artması, DEHB’nin bu dönemde fark edilmesiyle ilişkilidir. Sınıf ortamında DEHB’li öğreciler sık sık “aktif zarar verici” (ortalıkta koşturmak, sürekli sıra arkadaşıyla konuşmak vs.) ve “pasif zarar verici” (dalıp gitmek, başka işlerle ilgilenmek vs.) olarak nitelenen uyumsuz davranışlar sergileyebilirler. Bunların haricinde dağınıklık ve düzensizlik, unutkanlık, sırasını bekleyememe, sırasında oturmada güçlük yaşama, aşırı konuşma, kıpır kıpır olma, faaliyetlerini sonuna kadar sürdürememe gibi özellikler sergilerler. Bu tarz uyum bozan davranışlar nedeniyle öğrenci ile öğretmeni arasında olumsuz bir ilişki gelişebilir. Bu nedenle öğretmenlerin davranışların nedenine ve DEHB’ye dair bilgi sahibi olmaları önemlidir.
Kaynak: Kaymak Özmen, S. (2010). Okulda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2), 1-10.

DİKKAT EKSİKLİĞİNİN SEMPTOMLARI

DEHB tanısı konabilmesi için bazı dikkatsizlik semptomları çocuklarda gözlemlenmelidir. Bu belirtilerin hem ev hem de okul ortamında gözlemlenmesi gerekir. Bu belirtiler;
Çocuğun dikkati dış etkenlerden kolaylıkla dağılır.
Çocuk çoğunlukla unutkandır.
Dikkatini ayrıntılara veremez, yaptığı aktivitelerde, okula gidiyorsa ödevlerinde dikkatsizlikten kaynaklı hatalar yapar.
Eşyalarını kaybeder.
Çocuk mental yani zihinsel aktivite gereken görevlerden kaçmak ister.
Çocuk yönergeleri izleyemez, ödevlerini, aktivitelerini, üzerine düşen ufak tefek görevleri tamamlayamaz.
Plan yapmakta sorun yaşar.

DEHB ‘ DE EBEVEYNLER

DEHB, sadece tanı alan çocuğu değil, çocuğun ana-babasını da etkilemektedir. Yapılan çalışmalar DEHB ebeveynlerinin bakım yükünün arttığına fakat; özgüven ve anne-babalık doyumunun azaldığına işaret etmektedir. Ebeveynlerin yaşadığı stres ile çocuğun göstereceği saldırganlık arasında bir kısır döngü oluşabilmektedir. DEHB ebeveynleri ile DEHB tanısı almamış çocukların ebeveynleri karşılaştırıldığında, DEHB ebeveynlerinin öfke kontrol becerilerinin daha yetersiz olduğu, sürekli öfke ve toplam saldırganlık düzeylerinin daha yüksek olduğu ve daha sık karamsar düşüncelere kapılabildikleri görülmüştür.
Kaynak: Kara, K., Durukan, İ., Koparan, C., Altun, D., Karaman, D., ve Özkan, S. (2016). Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların anne-babalarının öfke ve saldırganlık düzeyleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 17(3), 223-230.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE TEDAVİSİ

Dikkat eksikliğine sahip çocuklarda dikkatin kolayca dağılması, bir şeye verilen dikkatin sürdürülme, organizasyon ve işi tamamlama ile ilgili sorun yaşama, kişiyle doğrudan konuşulduğunda genellikle dinlemiyormuş gibi görünme, dikkat hatalarına neden olan ayrıntılara dikkat verememe gibi problemler bulunur. Tanılanmasında tek bir test veya anket kullanılmaz. Değerlendirmeye alınan kişinin ebeveynleriyle/bakıcılarıyla, öğretmenleriyle, arkadaşlarıyla konuşmak önem teşkil eder. Teşhisin konulabilmesi için belirtilerin birden fazla ortamda olması ve altı aydan daha fazla devam etmesi gerekir.
Tedavisinde genellikle ilaç, davranışsal terapi, aile ve okul eğitimi bir arada kullanılır. İlaç tedavisinde uyarıcılar (stimülanlar) verilir. Bu uyarıcılar beyindeki kimyasal dopamin miktarını arttırır. Dikkat eksikliği olmayan bir çocukta bu uyarıcılar çok fazla enerji verir ama dikkat eksikliği olan bir çocukta yatıştırıcı etkisi vardır. Odağı ve davranışsal kontrolü geliştirmeye yardımcı olur. Davranışsal terapi, yetenek ve strateji geliştirmeye odaklıdır. Bu yetenekler pratik etkinliklerle geliştirilebileceği gibi sosyal beceri eğitimleriyle de olabilir. İleride oluşabilecek sorunları azaltmaya yardımcı olur ama ilaç tedavisi gibi belirtileri anında azaltmaz. Aile ve okul eğitiminde ise ebeveynleri ve öğretmenleri, dikkat eksikliği olan çocuğun/öğrencinin ihtiyaçlarını kontrol etme konusunda eğitmek önemlidir.
Kaynakça: https://tr.khanacademy.org/science/health-and-medicine/mentalhealth/neurodevelopmental-disorders/a/what-is-adhd

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocuklarda en sık görülen davranış problemidir. Değişik araştırmalarda farklı oranlar verilmekle birlikte genelde rakamlar birbirine yakındır. Genel popülasyonda erkeklerde daha sık görülmekle birlikte okul öncesi çocuklarda %5-10 arasında değişen oranlar bilinmektedir. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre okul çağı çocuklarında %5 oranında tespit edilmiştir ve bu oran giderek artmaktadır. Bu kadar sık görülen bir durumun tanınması ve bu çocuklara gereken psikolojik yardımın verilmesi çok önemlidir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklar tanınmamakla birlikte tecrübesiz kişiler tarafından yanlış tanı konularak kritik bir zaman kaybına neden olunabilir. Özellikle “Çocuktur düzelir.”, “Erkek çocuk hareketli olur.”, “Babası da böyleydi.” gibi yaklaşımlar bu çocukların aylar ya da belki yıllarca bu sıkıntıları yaşamalarına sebep olmaktadır. Ülkemizin nüfusu göz önünde bulundurulduğunda sınıflarda dikkat eksikliği sorunu yaşayan çocuk sayısının 3-5 arası olduğu tahmin edilmektedir. Bu kadar yüksek bir oran eğitim sistemimiz ve özellikle öğretmenler tarafından ciddiye alınmalı, bu çocuklar doğru yönlendirme ve yaklaşım ile eğitimlerine fırsat eşitliği ile devam edebilmelidir (Abalı, O., 2018).

DİKKAT EKSİKLİĞİNDE DAMGALAMA

Günümüzde toplumların temel bilgi kaynakları televizyon, gazete gibi basın organları ve internettir. Yapılan incelemeler sonucunda görülmüştür ki Türkiye’de DEB ile ilgili pek az haber yapılmakta, yapılan haberlerin de önemli bir kısmı yanlış yönlendirici ve damgalamayı arttırıcı niteliktedir. Yetersiz ve yanlış kaynaktan edinilen bilgiler damgalamayı arttırmaktadır. Örneğin hem ana-babaların hem de öğretmenlerin DEB tedavisinde ilaç kullanımına dair yanlış ve eksik bilgileri olduğu görülmüştür. İlaçla tedavinin çok ciddi yan etkileri olduğu, ilaçların tedavide işe yaramayacağı gibi yargılar ilaçla tedavi gören çocukların damgalanmasına yol açmaktadır. Bu ve bunun gibi yanlış bilgiler ve damgalama DEB tanılı bireyleri ve ailelerini olumsuz etkilemekte, tedavi süreci önünde de bir engel teşkil edebilmektedir.
Kaynak: Karabekiroğlu K., Cakin-Memik, N., Özcan-Özel, Ö., Toros, F., Öztop, D., Özbaran, B.,… Yaman, A.K. (2009). Dehb ve otizm ile ilgili bilgi düzeyleri ve damgalama: sınıf öğretmenleri ve anababalarla çok merkezli bir çalışma. Klinik Psikiyatri, 12(2), 79-89

DİKKAT EKSİKLİĞİNİN DUYGULARLA İLİŞKİSİ

Duygu Tanılama/Anlama: Duyguları tanılama/anlama becerisi kişinin kendisinin ve çevresindeki bireylerin duygularını anlayıp işlemlenmesi becerisini içerir. Bu beceri sırasında çeşitli jest ve mimikler, ses tonu vs. ipuçu olarak kullanılır. Duyguları tanılama/anlamada daha iyi olan kişiler daha fazla sosyal uyum gösterir, çevresinde daha fazla kabul görür. Deb’li bireylerin bu becerisine dair yapılan çalışmalarda farklı sonuçlar elde edilmiştir. Örneğin 2001’de yapılan bir çalışma(Dyck ve ark.) Deb’li bireylerin Deb’si olmayan bireylere kıyasla daha düşük duygu tanılama/anlama becerisine sahip olduğunu gösterirken; 2015 yılında yapılan başka bir çalışmada(Deschamps ve ark.) iki grup arasında bir farklılık bulunmamıştır.

Kaynak: Öztürk, Y., Özyurt, G., Tufan, A.E. ve Pekcanlar, A. (2018). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda duygu düzenleme güçlükleri ve tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 10(2), 188-201.

ÇOCUKLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTENİN SOSYAL ORTAMDA YARATTIĞI PROBLEMLER

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite benzer yaştaki ve gelişimdeki çocuklardan beklenenden daha fazla ya da az dürtüsel ve dikkatsiz davranma belirtilerini içerir. Bu belirtiler genellikle yaş olarak 12 yaş öncesinde görülür ve belirtilerin en az 6 ay boyunca görülmesi gerekir.
Dikkatsizlik belirtileri; çocuk detayları kavramada güçlük çeker ve dikkatini sürdürmekte güçlük çeker. Kendisiyle konuşuyorken iletişim kurmakta zorluk çeker ve karşısındakini dinlemiyormuş gibi görünür. Sosyal ortamda ve etkinliklerde organize olmakta ve uyum sağlamakta güçlük çeker. Bir işle uğraşırken ya da konsantrasyonunu toplaması gereken bir durumla meşgulken dışarıdan gelen uyaranlara karşı dikkati çabuk dağılır.
Dikkat Eksikliği genellikle hiperaktivite ile birlikte görülür. Hiperaktivite; aşırı dikkatsiz, dürtüsel ve aktif olmamıza sebep olan psikiyatrik bir durumdur. DEHB tanısı almış bir çocuk kıpır kıpırdır, yerinde oturamaz, ortamın uygun olup olmadığını düşünmeden koşturur ve tırmanmaya çalışır ve aşırı konuşur.
DEHB tanısı almış çocuklar sosyal ortamda adaptasyon ve uyum sorunu yaşarlar. Örneğin okulda arkadaşlarının ve öğretmenlerinin sözünü kesebilir, sormadan başkalarının eşyalarını kullanabilir, sıra bekleyemez ve sabırsızdır. Sessiz ve disiplin gerektiren etkinliklere katılmakta zorlanır. Bu yüzden çevresi tarafından dışlanabilir. Dışlanan çocuk olma durumu çocukta kötü bir öz benlik algısı ve çocuğun sosyal ve bilişsel gelişiminde sorunlar yaratabilir. Bu durumdan etkilenen tek kişi çocuk değildir, çocuğun ebeveynleri de bu durum karşısında ne yapacağını bilemeyip sorunlar yaşayabilirler.
KAYNAK
K:Prof Dr. Levent Kayaalp ‘Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:147-152

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN EVDE DİKKAT GELİŞTİRİCİ ETKİNLİKLER

Kelime Merdiveni
Kalabalık olarak oynayabileceğiniz eğlenceli bir oyundur. Sırasıyla bir kişi bir kelimeyi tekrarlar (Yeşil) ve onunla ilişkili bir kelime ekler (Yeşil, Doğa). Sırası gelen her kişi kendinden önce tekrarlanan kelimeleri söyler ve yeni bir kelime de kendisi ekler (Yeşil, Doğa, Ağaç). Böylece kelimeler çoğalarak gider. Çocuklar birçok kelimeyi aklında tutarak hem hafızasını hem de dikkatini aktif bir şekilde kullanmaya çabalar.

Rakamları Tersten Söyleme
Çocuğa başta iki rakam söylenir (1-8). Daha sonra çocuktan aynı rakamları tersten söylemesi istenir. (8-1) Her defasında sayılar giderek artar ve çocuktan dikkatli şekilde performans sergilemesi beklenir.

Evet/Hayır
Çocuğunuzun dil gelişimini destekleyen aynı zamanda da dikkatini geliştiren eğlenceli bir aile oyunudur. Bu oyun esnasında evet ya da hayır kelimelerini kullanmak yasaktır. Örneğin; Kahvaltını bitirdin mi? sorusuna Kahvaltımı bitirdim diye cevap vermesi beklenir. (Evet derse yanar).

DİKKAT EKSİKLİĞİ -HİPERAKTİVİTE ‘NİN ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNDEN FARKI

Özel Öğrenme Güçlüğü, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nda görülebilir ama ikisi de ayrı alanlarda, ayırtedici özellikleri olan bozukluklardır. Özel Öğrenme Güçlüğü olan çocuklarda bir ya da iki alanda sorun varken diğer alanlarda sorun yoktur. Sadece okuma ya da yazmada sorun yaşarlar. Dil sorunu daha sık gözlenir. İnce motor ve kaba motor becerilerinde sorun oraya çıkabilir. Seçici dikkat sorunu yaşarlar. Mesela; ders çalışırken yoğunlaşmaları gereken noktaya dikkatlerini yoğunlaştıramazlar, dağınık bir çekmeceden istediğini bulamazlar ama buna rağmen dikkatlerini belli bir konuda yoğunlaştırmada sorun yaşamazlar. Genelde okul başarısızlığı; görsel, işitsel, dokunsal algı, ayrımlaştırma ve bellek alanlarında ortaya çıkar. Çocuk okuma yazma hatası yaptığında o anda düzeltse bile bu hatayı çok sık tekrarlar. Okul dönemine kadar zor tanımlanır ve yaşam boyu sürer. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nda her alandaki işler, bu bozukluğun yarattığı engellemeler nedeniyle etkilenir. Özellikle hiperaktivite bozukluğu varsa okuma ve yazmada zorlanırlar ve sürekli kısıtlanmak durumunda kalabilirler. Dil sorunu görülmez. Kaba motor becerilerinde ince motor becerilerine göre daha iyidirler. Bir materyalle uğraşmakta dikkat sorunu yüzünden zorlanırlar. Dikkatini bir konuya yoğunlaştıramamaktan dolayı başarısızlık yaşanır. Okuma yazma hatası yaptığında uyarıldığında düzeltir. Okul öncesinde aşırı hareketlilikleriyle çabuk tanımlanırlar. Yaşla değişerek ve azalarak devam eder.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNDA ÇOCUK MERKEZLİ MÜDAHALE YÖNTEMLERİ

DEHB’de çocukları merkeze alan yöntemler incelendiğinde, bilişsel müdahaleler, kendi kendine yönerge verme ve kendini yönetme stratejilerinin yer aldığı görülmektedir. Bu bozukluğun temelinde kendini yönlendirme eksikliği yer almaktadır. Bu nedenle uygulanacak çalışmalar çerçevesinde DEHB’li çocukların kendi kendilerini uygun bir şekilde yönlendirmelerini sağlayacak yeterlilikler (örn. kendi kendine yönerge verme yöntemi, kendi kendini kontrol etme, problem çözme eğitimi gibi) üzerinde çalışılmalıdır. DEHB’li çocukların günlük yaşamda, evde ve okulda, anne-babalarını ve öğretmenlerini zorlayan ve stres yaşamalarına neden olan bir dizi problem davranış sergiledikleri, özellikle ev ödevleri, uyku ve yemek saatleri, evde ve okulda yönergelere uyma, arkadaş ve kardeş ilişkileri, sınıfta sessizce oturabilme ve dersi dinleme gibi davranışlarda güçlükler yaşadığı bilinmektedir. DEHB’nin belirtilerinin azaltılmasında ve bu davranış problemlerinin geriletilmesinde bilişsel davranışçı terapi, ebeveyn eğitimi, ailede ve okulda uygulanacak edimsel koşullanma yöntemleri ve bilişsel yöntemlerin önemi ve etkisi, yapılan deneysel çalışmalarla ortaya koyulmuştur.
Özmen, S. K. (2011). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nda Çok Yönlü Eğitim Uygulamalarının Etkisi. Eğitim ve Bilim, 36(161).

DEHB’Lİ ÇOCUKLARDA DİKKAT ARTTIRMA VE PROBLEM ÇÖZME ÇALIŞMALARI

DEHB’ de eğitim programlarının bireysel çalışmalarla uygulanması oldukça önemlidir.
Konu ile ilgili yurtiçi çalışmalar incelendiğinde ise, daha çok ilköğretim öğrencilerinin var
olan dikkat toplama potansiyellerini artırmaya yönelik dikkat eğitimi programlarının uygulandığı görülmektedir. DEHB’li çocuklara uygulanan bir sorun çözme eğitimi programının, öğrencilerin sorunları ile baş etmede etkili olduğunu saptamışlardır.
Bu bağlamda, bu çalışmanın gerek farklı eğitim programlarının bir arada uygulanması, gerekse bu uygulamaların tek denekli yöntemle sınanması açısından önemli olduğu söylenebilir. Ebeveyn eğitimi, öğretmen eğitimi ve dikkat eğitimi programlarının, DEHB’li bir çocuğun günlük yaşamdaki problem davranışları üzerine etkisi yadsınamazdır. Çocuğun hem evdeki hem de okuldaki davranışlarındaki değişim önem arz etmektedir.
Özmen, S. K. (2011). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nda Çok Yönlü Eğitim Uygulamalarının Etkisi. Eğitim ve Bilim, 36(161).

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNDA EBEVEYN EĞİTİM PROGRAMLARI İLE MÜDAHALE YÖNTEMLERİ

DEHB’ nin oluşumu genel olarak psikolojik ve nörobiyolojik faktörler (beyindeki aktivitelerin düzenlenmesinde ve uyaranların taşınmasında yetersizlik), duygularını düzenleyememe, bellek problemleri ve kendini motive etmede eksiklik gibi pek çok faktörle açıklanmaktadır. DEHB’nin ortaya çıkışının pek çok faktörün bir araya gelmesiyle açıklanması, bu konudaki müdahale çalışmalarının da çok yönlü olmasını gerektirmektedir. İlgili alan yazın incelendiğinde, DEHB’nin sağaltımında uygulanan yöntemlerin, bu yöntemlerin merkezinde kimin yer aldığına göre farklılaştığı görülmektedir. Aileyi merkeze alan yaklaşımlar ve ebeveyn eğitimi programları aracılığıyla, anne-baba-çocuk arasındaki iletişimin düzeltilmesiyle ailedeki problemli durumların azaltılması hedeflenmektedir. Ebeveyn eğitimi programları özellikle küçük çocuklardaki gelişim risklerinin ya da var olan bozuklukların önlenmesi için etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Gelişim riskleri, dışa yönelim bozukluklarını özellikle DEHB’yi daha da kalıcı hale getirmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, uygulanacak ebeveyn eğitim programlarının DEHB’li bireyler için gelecekte oluşabilecek risklerin önlemesi açısından önemli olduğu söylenebilir.
Özmen, S. K. (2011). Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nda Çok Yönlü Eğitim Uygulamalarının Etkisi. Eğitim ve Bilim, 36(161).

DİKKAT EKSİKLİĞİNİN ETİYOLOJİSİ

-Genetik Etkenler: Pek çok sayıda bulgu, dikkat eksikliği’nin ortaya çıkmasında genetik etkenlerin rol oynadığını ortaya koymuştur. Evlat edinilen çocuklarla ve ikizlerle yapılan geniş çaplı araştırma sonuçları dikkat eksikliği’nin, %70-80 gibi yüksek oranlarla kalıtım yoluyla geçiş gösterdiğine işaret etmektedir.
-Nörobiyolojik Etkenler: Yapılan araştırma sonuçları, dikkat eksikliği olan çocuklar ile DEB’li olmayan çocukların beyin yapılarında ve işlevlerinda farklılıklar olduğunu göstermiştir. DEB’li çocukların kaudat çekirdek ve frontal lob gibi beyin yapıları, DEB’li olmayan çocuklara göre daha küçükken; farklı bilişsel görevleri yaparken DEB’li çocukların ön beyin bölgelerinde daha az hareketlenme gözlenmiştir. Ayrıca doğum öncesinde ve doğum sırasında meydana gelen komplikasyonlar ya da çevresel toksinlere maruz kalmak da nörobiyolojik risk etkenleri arasındadır.
-Psikolojik Etkenler: Ebeveyn-çocuk ilişkisi diğer etkenlerle etkileşime girerek DEB belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olabilmektedir. Bazı ebeveynlerin çocuklarına karşı daha emir verici, sert tutumda olduğu ve çocuklarıyla etkileşimlerinin olumsuz olduğu görülmüştür. Ailenin özellikleri DEB belirtilerinin şiddetlenmesinde ya da devam etmesinde etkilidir.
Kaynak: Kring, A.M., Johnson, S.L., Davison,G. ve Neale, J. (2014). Çocukluk dönemi bozuklukları. Anormal Psikolojisi. (12.baskı) içinde (s. 391-439). Ankara: Nobel.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE DEHB

Okul öncesi dönemde tanı konan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB)’nun daha belirgin dil ve bilişsel sorunlar, daha yüksek psikiyatrik eş tanı oranı, daha büyük psikososyal ve akademik bozulma, okul yıllarında daha dirençli davranış sorunları ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun okul öncesi dönemde tanınıp ele alınması ve ardından tedavi edilmesi gerekir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nda okul öncesi çocukların tedavisi sürecinde psikososyal müdahaleler düzeltilmesi gereken birinci basamakta yer almalıdır. Şiddet belirtileri olan, psikososyal müdahalelerle yanıt alınamayan ve kendine ya da çevresine zarar verme riski taşıyan bireylerde psikofarmakolojik tedavi yöntemleri ele alınmalıdır.
Kaynakça: Gündoğdu, Ö. (2015). Okul Öncesi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE DİKKAT EKSİKLİĞİ

Daha önceleri çocukluk çağı hastalığı olarak görülen ve yaş ilerledikçe belirtilerinin azalarak yok olduğuna inanılan dikkat eksikliği’nin, görünüm değiştirerek ergenlik ve yetişkinlikte de devam ettiği yapılan çalışmalarla görülmüştür. Üniversite öğrencileri arasında %2-8 sıklığında görülen dikkat eksikliği, öğrencilerin akademik ve psikososyal işlevselliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Dikkat eksikliği yaşayan üniversite öğrencilerinin dikkat eksikliği olmayan akranlarına göre okulda daha fazla sene kaybı yaşadıkları, okul başarılarının kestirilemez olduğu ve kendi potansiyellerini gerçekleştirmede daha fazla zorlandıkları görülmüştür. Bu gençlere uygulanan Başarı Algısı Ölçeği sonucunda dadikkat eksikliği olan grubun daha düşük puanlar aldıkları ortaya çıkmıştır.
Kaynak: Doğan, S., Öncü, B., Varol-Saraçoğlu, G., ve Küçükgöncü, S. (2008). Üniversite öğrencilerinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirti sıklığı ve belirti düzeyi ile ilişkili gelişimsel, akademik ve psikolojik etmenler. Türkiye’de Psikiyatri, 10(3), 109-115.

DEHB ve GÖRSEL UZAMSAL İŞLEVLER

Görsel-mekansal özellikler genellikle görsel algılama, mekansal algılama ve diğer görsel beceriler ile ilgilidir. Kişinin kendisinin bulunduğu konumu tarif edebilmesi, iki ve üç boyutlu imgeleri zihninde oluşturabilmesi ve bu imgeleri zihinsel olarak döndürebilmesi, kişinin görme alanında obje bulunmasa dahi o objeyi zihninde canlandırabilmesi, önceden algılanmış nesneler ve durumlar hakkında muhakemede bulunabilmesi gibi eylemler görsel uzamsal işlevlere örnek olarak gösterilmektedir.
Yukarıda bahsedilen durumlardaki gelişimsel gecikme bir bireyin dikkat performansını olumsuz yönde etkileyebilir. Dürtüselliği olan bireylerde ise dikkat alanında yaşadıkları sorunlar görsel mekan becerilerde zorluk oluşturabilir.
Kaynakça: Alpanda, S. (2010). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile görsel mekânsal işlevler arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayınlanmış yüksek lisan tezi, Maltepe Üniversitesi.

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE ÖNERİLER

- Dikkat eksikliği olan çocukları başarısız çocuklar olarak görmeyin. Hedeflenen becerilerdeki performanslarına odaklanın.
– Dikkat eksikliği olan çocukları tembel öğrenciler olarak görmeyin. Onların nörolojik sıkıntılarından dolayı öğrenmede bazı güçlükler yaşadıklarını hatırlayın. Diğer öğrencilerle karşılaştırma yapmayın.
– Dikkat eksikliği olan çocukların daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu unutmayın.
– Dikkat eksikliği olan çocuklarla ekip çalışmasına karşı olumlu tutum gösterin ve onlarla işbirliğini ihmal etmeyin.
– Dikkat eksikliği olan çocukların çalışmalarında tutarsızlıklar olabileceğini unutmayın. Çünkü bazen verilen işleri yerine getirebilirken, bazen de yerine getiremeyebilirler.
– Dikkat eksikliği olan çocuklara yardımdaki önemli nokta olumlu tutumdur. Bu çocuklar değişime gerçekten zor uyum sağlarlar.
– Dikkat eksikliği olan çocuğun sınıfın ön sırasında oturmasını teşvik edin, böylece öğretmenin talimatlarını ilettiği tahtaya daha yakın olur ve diğer arkadaşlarını rahatsız etmesi azalır.

Özel Eğitim – Prof. Dr. Necate BAYKOÇ

DAVRANIM BOZUKLUĞU

Davranım bozukluğunun temel özelliği başkalarının temel haklarının ve yaşa uygun toplumsal norm ve kuralların sürekli ve tekrarlayıcı bir biçimde saldırıya uğratılmasıdır. Davranım bozukluğu olanlarda insanlara ya da
hayvanlara yönelik saldırgan davranışlar, hırsızlık, mala zarar verme, kural ihlalleri, yalan söyleme gibi davranışlar izlenir. Bu davranış sorunları çok çeşitli ortamlarda gözlenebilmektedir.
Davranım bozukluğu başkalarına verilen zarara ve belirti sayısına göre hafif orta ve ağır olarak değerlendirilebilir. Ayrıca başlangıç yaşı 10’un altında olanlar “çocuklukta başlayan alt tip”, 10’un üstünde olanlar “ergenlikte başlayan alt tip” olarak sınıflandırılır. Çocuklukta başlayan alt tipin genetik etmenlerle
bağlantısı daha fazla prognozu daha kötü, antisosyal kişilik bozukluğu geliştirme riski daha yüksektir. Bu çocuklarda özkıyım düşüncesi sık görülmekte ve çocuklar bu yönde davranışlar sergileyebilmektedirler.
Bu çocuklarda yalan söylemek yaygın bir davranıştır, bu nedenle mümkün olduğunca çok sayıda kişiden bilgi almak tanının netleşmesinde yararlı olacaktır.
Frick, P. J., & Matlasz, T. M. (2018). Disruptive, impulse-control, and conduct disorders. In Developmental Pathways to Disruptive, Impulse-Control and Conduct Disorders (pp. 3-20).

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Dikkat eksikliği tanısı almış çocuk ve ergenlerde %15-50 oranında anksiyete bozukluğu eş tanısı görülebilmektedir. Anksiyete dikkat eksikliği’nin bir parçası mıdır, sonucu mudur, nedeni midir? Bu sorular tıbbi yazında tartışılmaktadır. Kimi araştırmacılara göre, dikkat eksikliği’nin yürütücü işlevleri bozmasıyla birlikte kişilerin sosyal davranışları, aile ve arkadaş ilişkileri bozulmakta, bu durumun sonucunda da anksiyete oluşmaktadır. Başka bir grup araştırmacıya göre ise, anksiyete bozukluğunda dikkatin seçiçi bir şekilde tehdit algısına yönelmesi dikkatte ciddi bir bozulmaya yol açmakta, o sırada devam eden diğer aktivitelere yeteri kadar odaklanılmamasına neden olmaktadır. Bu tartışmaların net bir sonucu olmamakla birlikte, anksiyete bozukluğu eş tanısı olan çocuk ve ergenlerin daha fazla sosyal ve akademik zorluk yaşadıkları bilinmektedir. Bu noktada erken tanı ve müdahalenin önemi tekrar gündeme gelmektedir. Dikkat esksikliği’nin erken tanılanması ve müdahaleye başlanması, ikincil hastalıkların gelişmesini önleyebilmektedir.
Kaynak: Gümüş, Y. Y., Çakın Memik N. Ve Ağaoğlu B. (2015). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde anksiyete bozukluğu eşhastalanımı. Arc Neuropsychiatr, 52, 185-193.

DEHB VE ÖZGÜVEN-ÖZSAYGI

Yaratıcılığın gelişimsel kuram çerçevesinde bağlamsal faktörlerle belirlenebileceği ifade edilmiştir. Gelişimsel kuram çerçevesinde yaratıcı bireylerin doğumundan itibaren içinde bulunduğu gelişimsel süreç ve bağlamda ne tür davranış ve etkenlere maruz kaldığı araştırılarak yaratıcılığın bunlar üzerine oturtulması amaçlanır. DEHB’ e sahip bireylerin diğer akranlarıyla karşılaştırıldığında özsaygı ve özgüvenlerinin düşük olduğu ifade edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında DEHB belirtilerinin azaltılmasına yönelik farmakolojik tedavilerin etkin sonuçlar verebileceği önerilirken bu bireylerin yaşamlarına ilişkin planlama ve sürdürmesine yönelik psikososyal desteğin (terapi vb.) etkin rol oynayabileceği iddia edilmektedir. Düşük özsaygı ve özgüvenle birlikte DEHB’e sahip bireylerin içinde bulunduğu ortamda tedirginlik yaşayacağı yani psikolojik rahatlık seviyesinin düşeceği düşünülmektedir. Ayrıca toplum içinde de farklı sosyal tepkilere (mobbing vb.) en fazla maruz kalan bireyler olduğu iddia edilmektedir. DEHB’e sahip bireylerin psikolojik rahatlık algısının düşük olacağı tahmin edilirken içinde bulunduğu bağlamda diğer bilinçli çalışanların bu bireylere karşı davranışlarının ise daha hoşgörülü ve destekleyici olacağı tahmin edilmektedir.
YENER, S. DİKKAT EKSİKLİĞİ-HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU YARATICILIĞI TETİKLER Mİ? PSİKOLOJİK İKLİMİN ARACI ROLÜ. Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 1(2), 115-148.

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU VE SOSYAL İÇE DÖNÜKLÜK

Sosyal içe dönüklük, davranışsal alandaki eksikliklerin bir sonucudur. Bu eksikliklerden biri, diğerleri ile ilişkiye girmede uygun sosyal becerilerin olmaması durumudur. Uygun sosyal becerilerin olmamasına yaşının gerektirdiği davranışların gerisinde olma ya da sosyal olarak uyumsuz olma davranışı da eklenince sosyal içe dönüklük durumu ortaya çıkmaktadır.Sosyal içe dönük çocuklar okulla ilgili sorunlar yaşarlar, düşük benlik saygıları vardır ve kişisel güçleri azdır. Sosyal içe dönüklüğün nedenleri açık değildir. Kişilik bozuklukları, anksiyete ve depresyon gibi bozukluklarla bir arada görülür.
KAYNAK : Ekici, F. Y. (2013). Okul öncesi eğitim kurumlarındaki aile katılım çalışmalarına katılan ve katılmayan ailelerin çocuklarının sosyal beceriler açısından karşılaştırılması.

DEHB’NİN KLİNİK BELİRTİLERİ

Dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğunda dikkat, konsantrasyon, hareketlilik ve dürtü kontrolü klinik belirtiler arasında yer alır.
Aşırı Hareketlilik: Çocukluk döneminin normal özellikleri arasında yer alır. Çocuğun işlevselliğini etkilediği durumlarda aşırı hareketlilikten bahsedilebilir. Örneğin, hareketliliğin yaşıtlarına göre belirgin olarak fazla olduğu, bu davranışların oyun, anaokulu, okul gibi günlük işlevlerde, arkadaş, aile ve/veya öğretmenler için sorun oluşturduğu durumlar.
Dikkatsizlik: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar dikkatlerini bir noktaya toplamakta güçlük çekerler. Örneğin, dışarıdan gelen uyaranlarla dikkatin kolayca dağılması, eşya ve oyuncakları sık sık kaybetme, aldığı sorumluluk ve görevleri unutma gibi belirtiler de dikkat problemleri olarak görülebilir.
Dürtüsellik: Dürtüsellik sorunlarına; acelecilik, sırasını bekleyememe, isteklerini erteleyememe, daha soru bitmeden yanıt verme, başkalarının sözlerini kesme gibi davranışlar örnek verilebilir.
Kaynak : Kayaalp, L. (2008). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

ERGENLİKTE DİKKAT EKSİKLİĞİ

Belirtileri çocukluk döneminde ortaya çıkan dikkat eksikliği, %70-80 oranında ergenlik döneminde de devam etmektedir.Ergenlik döneminin belirleyici özellikleri olan bağımsızlık isteği, kimlik bunalımları, sosyal ve fiziksel değişimler vs. ile birlikte dikkat eksikliği daha zorlayıcı olabilmektedir. Ödevlerini yapmama, ders çalışmama, organize olamama, unutkanlık gibi problemler sık görülür. Ergenlik dönemine özgü özelliklerin dikkat eksikliği ile birleşmesi alkol, sigara ve madde kullanımı, kontrolsüz cinsel ilişki, kural ve kanunlara uymama gibi riskli davranışları arttırabilir. Ergenlik dönemi dikkat eksikliği’sinin tedavisi çocukluk dönemi ile aynı temelleri içerir. Aile ve hastanın eğitimi, baş etme becerileri edinmeleri, ilaç tedavileri ve terapiler oldukça önemlidir. Dikkat eksikliği’nin çocukluk döneminde fark edilip tedaviye başlanması ise, dikkat eksikliği’nin ergenlik ve yetişkinlikteki seyrini olumlu yönde etkilemektedir.

Kaynak: Semerci, B. (2010). Ergenlik döneminde dikkat eksiklği ve hiperaktivite bozukluğu. Türkiye Klinikleri J Pediatr Sci, 6(2), 38-46.

DİKKAT EKSİKLİĞİNDE EBEVEYN ROLÜ

Türkiye’de yapılan araştırma sonuçları, dikkat eksikliği ile baş ederken annelerin babalara kıyasla daha ilgili ve başarılı olduğunu göstermiştir. Annelerin dikkat eksikliği sorunu ile ilgili daha fazla çaba gösterdikleri, babalarınsa sorundan uzak durmayı tercih ettikleri görülmüştür. Bu durum annenin ruhsal sağlığını olumsuz etkilemekte ve depresyon ihtimalini arttırmaktadır. Her ne kadar dikkat eksikliği’nin ana-babanın olumsuz tutumlarından kaynaklanmadığı bilinse de, bu olumsuz tutumlar dikkat eksikliği ile birleştiğinde öğrenme güçlüğü, tik bozukluğu, kaygı ve depresyon gibi başka sorunların ortaya çıkma ihtimalini arttırabilmektedir. Bu nedenle dikkat eksikliği ile baş ederken ana-babaların dengeli bir görev dağılımı ve sorumluluk paylaşımı yapmaları hem tek tek aile bireyleri için hem de genel olarak aile kurumu için daha faydalıdır.

Kaynak: Nuri, C. (2018). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda aileiçi sorunlar ve özel eğitim desteği. Current Debates in Education, 5, 129-143.

ANNE-BABA TUTUMU ÇOCUĞUN DEHB OLMASINDA ETKİLİ MİDİR?

Anne-baba tutumlarının çocuğun gelişimindeki etkisi büyüktür. Saldırganlıkla ilgili yapılan bir araştırmaya göre, çocukların anne-babaları ile kurdukları ilişkinin yakınlığı veya uzaklığı, saldırganlık derecesinde, belirleyici oluyor. Ancak aynı araştırma, çocuğun arkadaş ortamındaki saldırgan davranışlarında anne ya da babanın ilişkisinin çok da etkili olmadığını ileri sürüyor. Anne ile çocuk arasındaki ilişkiyi düzeltmek yararlıdır ama bu, okuldaki sorunun çözülmesine yardımcı olmayabilir. Fakat şu da bir gerçektir ki anne-babanın kendi arasındaki ve anne-baba ile çocuk arasındaki ilişki sağlıklı, ev ortamı huzurlu, sakin ve samimi, anne-baba beklentilerini net olarak ortaya koyabilmiş ve bu amaçlar için kendi sorumluluklarını üstlenmeye hazır ise genellikle çocuğun okuldaki problemlerinin hayatına etkisini kontrol etmek mümkün olabilir. Böyle bir durumda gelişimin aksamasını önlemek mümkündür. Bir sorun olduğunu kabul etmek, sorun çözmenin temel basamağı olarak görülmelidir. Bu, çocuğun okul hayatı için de geçerlidir. Aynı zamanda çocuğun eğitim hakkını kullanmasına aracılık eden okulların problem sayılan durumlarla ilgili olarak uzman görüşü almaları da faydalı olacaktır.
Kaynak: Yazgan, Y.(2015). Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU VE DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNUN EŞ ZAMANLI GÖRÜLMESİ

Dikkat Eksikliği Bozukluğu (DEB) ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun (DEHB) çocuk ve ergenlerde sıkça bir arada görülebilmesi 1990’lı yıllardan beri araştırmacıların ve klinisyenlerin ilgisini çekmektedir. DEHB, diğer psikolojik durumlarla eş zamanlı olarak sıkça görülür. 2000’lerden önce Porto Riko’da (ABD’ye bağlı bir ada) yapılan bir araştırmada, DEB’li 9-16 yaş arası 222 çocuktan %93’ünde eş zamanlı görülen başka psikolojik durumlar da saptanmıştır. Çocukların %50,8’inde anksiyete, %26,8’inde de depresyon bulunmuştur. Bu gibi araştırmaların tekrar araştırmaları yapılması gerekmektedir. Böylece çocukluk veya ergenlikte DEHB ile birlikte görülen DEB, anksiyete, depresyon gibi psikolojik durumların kişilerin gelecekteki hayatlarında ne durumda olacaklarını izleyebiliriz.
Comorbidity in ADHD: Implications for Research, Practice, and DSM-V PETER S. JENSEN M.D., DAVID MARTIN B.A., DENNIS P. CANTWELL M.D. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry Volume 36, Issue 8, August 1997, Pages 1065-1079

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE TUTUMLARI VE BEKLENTİLERİ ÜZERİNE ÖNERİLER

- Dikkat eksikliği olan çocukları başarısız çocuklar olarak görmeyin. Hedeflenen becerilerdeki performanslarına odaklanın.
– Dikkat eksikliği olan çocukları tembel öğrenciler olarak görmeyin. Onların nörolojik sıkıntılarından dolayı öğrenmede bazı güçlükler yaşadıklarını hatırlayın. Diğer öğrencilerle karşılaştırma yapmayın.
– Dikkat eksikliği olan çocukların daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu unutmayın.
– Dikkat eksikliği olan çocuklarla ekip çalışmasına karşı olumlu tutum gösterin ve onlarla işbirliğini ihmal etmeyin.
– Dikkat eksikliği olan çocukların çalışmalarında tutarsızlıklar olabileceğini unutmayın. Çünkü bazen verilen işleri yerine getirebilirken, bazen de yerine getiremeyebilirler.
– Dikkat eksikliği olan çocuklara yardımdaki önemli nokta olumlu tutumdur. Bu çocuklar değişime gerçekten zor uyum sağlarlar.
– Dikkat eksikliği olan çocuğun sınıfın ön sırasında oturmasını teşvik edin, böylece öğretmenin talimatlarını ilettiği tahtaya daha yakın olur ve diğer arkadaşlarını rahatsız etmesi azalır.

Özel Eğitim – Prof. Dr. Necate BAYKOÇ

DEHB HANGİ DURUMLAR İLE KARIŞTIRILABİLİR?

DEHB tanısında dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik belirtileri görülebildiğinden DEHB ile karıştırılabilen birçok durum vardır. Görme ve işitme bozuklukları, kötü beslenme, bazı fiziksel rahatsızlıklar dikkat sorunlarına yol açabildiğinden DEHB ile karıştırılabilmektedir. Yine uyku bozukluklarında görülen yetersiz uyku dikkat toplama güçlüğüne neden olabileceği için DEHB ile karıştırılabilir. Kafa travması sonrasında da DEHB belirtileri gelişebilir; 7 yaşından sonradan gelişen DEHB varsa bu ihtimal akla getirilmelidir. Çocuklarda görülen depresyonda huzursuzluk, aşırı hareketlilik, dikkat sorunları gibi belirtiler ve kaygı bozukluklarında görülen endişeler, yerinde duramama gibi belirtiler de DEHB ile karıştırılabilir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak DEHB tanısında ayırıcı özellikler konusunda farkında olmak ve bireyi kapsamlı ve doğru bir değerlendirme sürecinden geçirmek önemlidir.
Kaynak: http://www.turkpsikiyatri.org/arsiv/adhd-brosur-anababa.pdf

DİKKAT EKSİKLİĞİ OLAN ÇOCUĞA ETKİLİ YÖNERGE VEREBİLME

1) Çevresel Düzenleme: Dikkat Eksikliği olan çocukların dikkati dış uyaranlardan kolayca etkilendiği için bu noktada çevresel düzenleme(telefonları ortadan kaldırma, televizyonu-bilgisayarı kapatma..) büyük bir öneme sahip olmaktadır.
2) Çocuğunuza doğrudan ismiyle seslenin.
3) Yönerge verirken bedeninizi çocuğunuza çevirin ve onunla göz teması kurun.
4) Dikkat eksikliği olan çocuklar uzun yönergeleri yakalamakta zorlandıkları için kısa ve açık yönergeler kullanın.
5) Yönergeyi verirken nötr bir sesi tonu kullanın(Ne çok sert ne de çok yumuşak olsun)
6) “Bu ödevi yapacak mısın?” şeklinde soru cümleleri yerine ” Bu ödevi yapman gerekiyor” tarzında net ifadeler kullanın.
7) Yalnızca kastettiğiniz şeyleri söyleyin.
8) Söylediğiniz şeyleri çocuğunda tekrar etmesine imkan verin. “Az önce söylediğimi tekrar eder misin?” gibi. Böyle dikkatinin sizde olup olmadığını anlayabilirsiniz.

Yazgan, Y. (2017). Hiperaktif çocuk ve ergen okulda. İstanbul: Doğan Kitap.